Bundan daha önemli bir vazifesi yoktur. Genç kızlıkta başlayan aşk duygusu, zamanla yeri; kadınlığın gayesine yönelerek son bulur. Her genç kız on sekiz yaşından itibaren yuva kurma arzusu duyar. Bir çok kadın cinsi arzularını bastırabilir ama annelik duygusunu asla bastıramaz. 

Allah’ın kadına verdiği misyon ve görev gelecek bir nesil ve başka insanlar uğruna, kendini feda etmesidir. Başkalarına bakarak hayır ve saadete varır.” 

“Kadın ruhu fıtratı gereği örselenmeye müsait ve oynak muvazenelidir. Kadın bu örselenişi ve muvazenesizliği büyük ölçüde kusur ve eksiklik olarak hisseder. 

Bu ise kuşku ve güvensizliği artırır. Bu yüzden kız çocukları kendilerindeki eksiklikten dolayı erkek çocukları kıskanırlar. Kız çocuğu erkek çocuğunda tepki uyandırmaktan ve onun gözünde değer kazanmaktan zevk duyar.

Bu ortamda dışlandığını gören genç kız sistemli bir şekilde kıskanç olmaya ve çekiştirmecilik yapmaya başlar. Sığınacak bir yeri olmayan kadın, kavgacı ve küstah olur. Çünkü kadın yalınız yaşamak için yaratılmadı. Erkeğe muhtaçtır. Eksiklik ve aşağılık duygusunu aşabilmek için iyi bir evliliğe ihtiyacı vardır. Erkekler kadınsız olabilirler ama kadınlar asla erkeksiz olamazlar. 

Varlığının ayrılmaz vasfı olan fizyolojik örselenme ve muvazene oynaklığı hususiyetleri yüzünden bilerek veya bilmeyerek bu vazifeyi karşı cinsten mutlaka bulur. Bunun neticesi olarak da bir erkeğe bağlı kalır. Bağlı kalmayı ister. Zamanla bu eksiklik duygusu kadında ya erkeklik kompleksi veya erkeğin hakimiyetini kabul etme şeklinde gerçekleşir. 

Kadın erkeğin üstünlüğünü bir gerçek olarak kabul eder ama aynı zaman da bu gerçekle de savaşmaya devam eder. Erkek gibi olmayı şuur altından atamayan kadın, ya erkek gibi rol takınacak ya da kendisine üstünlüğü olan erkekten hınç almaya çalışacaktır.” 

“Kadın, evlilik hayatında uyuşmaya pek yanaşmaz. Parolası : Ya iktidar ya da bizzat hüküm altına giriştir. Eğer iktidarı ele geçirirse –asli gayesini yitireceğinden- erkeğin himaye ve desteğini kaybederek yine mağlup olur. Bu arada erkekte beraber kaybeder. 

Kendini aşağı derecede görmekten doğan garazla, üstelik aradığı himaye ve desteği de kaybolmuş olmaktan ileri gelen bir hınçla “nihayet mağlup oldu” diye kocasına karşı derin bir buğz başlar. Hiçbir kadın zayıf erkekten hoşlanmaz. 

Kadın, her şeyi körü körüne kabul eden adamla bir arada yaşamaktan da hoşlanmaz. Kadının kocasına tabi oluşu ve erkeğin evlilik ve cemiyet hayatında üstün durumu, biyolojik ve fıtri sebeplere dayalıdır.” 

“Her kadın hem erkeğinin avı olmanın verdiği utancı duymak ister hem de bu istekten korkar. Kadının vazifesi : Bu utanç ve korku dengesini gereği gibi muhafaza etmelidir. Utancını yitiren kadın ya fahişe olacak veya erkeklik kompleksli bir hasta konumunda olacaktır. Aslında kadın sadece kadındır. Kadınlığını muhafazaya, insanca yaşayabilmek için mecburdur. Kadınlığını kabul etmeyen bir kız asla olgunlaşamaz.”

“Allah’a isyan olan yerde, insana itaatin gerekmediği, İlahi emir ortadayken, sırf erkek olduğu için, kocaya itaat kabul edilemez. 

Güzel ahlak sahibi bir insana, kocaya olan itaatin de aile yuvası için vazgeçilmezliği bilinmelidir. İtaat ama kime? Hangi özellikleri yaşayana, nerde, nasıl? Bu soruların cevabının bulunduğu yerde itaat niçin kötü olsun? İtaatsiz ailelerin olumsuzluklarını görmüyor muyuz? 

İtaatsiz toplumların nasıl anarşi ve kargaşa içinde olmaları önlenmezse, sadece benlik ve bencillik uğruna itaatsizlik eden kadınların da düzenli ve huzurlu aile ortamını bulmaları imkansızdır.

İtaat kadına has bir üstünlüktür çünkü fedakar, feragat ve koruyuculuk duygusuyla yücelen kadın ailenin ve akrabalıkların temel harcıdır. İtaat eden kadında esaretin elemi değil, emniyet altında bulunmanın huzur ve rahatlığı vardır. 

Nisa suresi 34. ayetinde “..iyi kadınlar, itaatli kadınlardır” der.”
...

Erdemli-270702

...devamı var...

( Mor Menekşe-10 başlıklı yazı Kocamanoğlu tarafından 7.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.