Asker adayı oğlunuz var veya damadınız...
Şu sıralar gündeminizde "askerlik" konusu olduğunu biliyorum, zira yakınlarımızla biz de yaşıyoruz.
Türk Ulusu olarak askerlik, tarihten beri kutsal kabul ettiğimiz bir görev. Toplumun her kesiminden gelen eğitimli-eğitimsiz gençlerimiz asker ocağında nizam ve kaideleri öğreniyorlar tezkereleriyle topluma "birey" olarak geri dönüyorlar.
Ülkemizde zorunlu askerlik var. Sivil idarenin yetkili ağızları ile Genel Kurmay başkanımız açıkladı: "askerlik süresi kısaltıldı, ocak 2014 den itibaren yürürlüğe girecek."
Bedelli askerlik var, 21 günlük bir eğitimi içeriyordu, o da değişti kışla yüzü görmeden Euro ve dolar ödemeleriyle görev tamamlanıyor!
Kısa dönem askerlik var, altı aylık zamanla sınırlı, dört aya düşürülmesi çalışmaları var.
Er askerlik var şimdilerde süresinin kısaltılmasıyla gündem oluşturan ve her devirde yeni düzenlemelerle yap-boz oyununa döndürülen ilgi oyunu...
Sokağımızda-semtimizde davullu-zurnalı Türk bayraklarıyla törenlerle, dualarla, 19-20 yaşlarındaki kınalı kuzularımızı askerlik görevleri için uğurladığımızda içim titriyor ve iki damla göz yaşıma engel olamıyorum. Tanıyıp tanımamak önemli değil, onlar da bizim evlatlarımız dualarımız kendilerine sağ salim geri gelmeleri için.
Ülkemiz terör karmaşası içinde, sağlıkla geri dönmeleri şüpheli. Zira kısa dönem (45 gün) acemi er eğitiminden sonra muhtemelen stratejik riski fazla sınırdaki çatışma bölgelerine gönderilecekler..
Acemilik, heyecan ve paniklemeye karşın yıllarca dağlarda özel eğitim alan profesyonel militanlara av oluyorlar gencecik fidanlarımız. Ne acı bir durum, empati yapınca, o şehidin annesi-babası yerine koyunca insan kendisini Aman Allah'ım, çıldırmak işten değil.
Vakit geçirmeden bu karmaşıklığın çözümlenmesi lazım, ülkemiz halkının selameti ve huzuru için.
Düşünüyorum da, "zorunlu askerlik" kavramına benim aklım hiç ermiyor, nasıl mı?
Ülkemiz demokrasi ülkesi. Dayatma ve zorunluluğun olmadığı, demokrasinin son noktasına kadar çok güzel ölçülerde yaşandığı cennet bir ülke...
Her konuda özgürlük var ama askerlik yapmak konusunda zorunluluk var.
Askerlik zorunlu ise, askerlik yapmak istemeyenlerin ilgili mercie başvurup "ben askerlik yapmak istemiyorum" şeklindeki dilekçelerine ve onların askerlikten muaf tutulmalarına ne denilir?
Buna "vicdani ret" diyorlar.
Vicdani ret Anayasamızda var ama her dönemin sivil yetkilileri bu hakkı kullandırmak istemiyorlar ve "var ama vermem" şeklinde bir uygulama sergilemekteler. Genel görüşe göre bunlar da teferruat...
Teferruat olarak kabul etsek de haksızlıklara sebep olduğu düşünüldüğünde "askerliğin zorunlu olması veya olmaması" cevabını arayan ilk soru oluyor.
Türkiye için "KÜÇÜK AMERİKA" diyorlar.
Hak ve hukuksal boyutlu eşitlik ilkesine uygunluğu yönünden bu modelin ülkemizde de uygulanması vicdanları rahatlatacaktır diye düşünüyorum.
Öz olarak askerlik yapmak "YA HEP, YA HİÇ OLMALI"
Siz ne dersiniz?
Selam ve saygılarla...
Yurdagül Alkan.