Kendini beğenmiş
burnu havada
Hatır
bilmeyeni sormak boşuna
Değer verme gözü olmaz yuvada
Yoluna
gülleri sermek boşuna
Acımaz ki
bir gün yüz üstü koyar
Kanatır
yaranı içerden oyar
Gül gibi
teninden derini soyar
Zalime
elini vermek boşuna
Gözlerine
dinmez yaşı doldurur
Pişmanlığın
baştan saçı yoldurur
Hemen yüreğinde derdi buldurur
Böyle
hayırsızı görmek boşuna
Seviyorum
deyip yalanı dizer
Umut verip
gider gururun ezer
Bakmaz
gözyaşına ağlatır
üzer
Rahat
sinirleri germek boşuna
Ağzında inci diş inan çatırdar
Damarında
kanın kalbi yadırgar
Soğuk dizel gibi tekler patırdar
Kırılan
gönlünü sarmak boşuna
Çöker
üzerine kara bulutlar
Sesini
duymazlar yaksan ağıtlar
İşte o zaman da biter umutlar
Kurumuş gülleri dermek boşuna
Sevenler
ayrılsa gonca gülünden
Yaralanır
feryat çıkar dilinden
Yalvarsa
kimseler tutmaz elinden
Göz yaşları olur ırmak boşuna
Şahin’in bu yolda
hayatı geçti
Sonunda
kıymetin bileni seçti
Aşkın şarabını
elinden içti
Dedi kodu
ile yermek boşuna
Almanya
Ali-Şahin (Elbistanlı)