Öyleyse;
Bizim sokaktan geçmemeli simitçiler
Sırf kokusuna müptelasın diye
Yedi simidi
Çay eşliğinde yediğinden beri…
Faltaşı gibi açılmıştı garsonun gözleri
Hâlâ o çay ocağına uğradığımda
Tavşankanı gülümsüyoruz garsonla göz göze geldiğimizde
Yosun kokusunu yudumluyorum
Her defasında
Önce gözlerin
Sonra saçların
Dans ediyor hayallerimde
Her şeyi boşladım bu aralar
Martılara ekmek atmayı
Güvercinlere buğday
Çiçeklere su dökmeyi
Yaban mevsimine abone oldu hayaller
Hepsi çıkmaz sokak mağduru
Bu sıralar ellerim
Filistinli çocuklar gibi gitme diyor
Gitme…
Tahir meydanında tanklar yürümekte üstüme
Sarin gazı mağduru çocukluğumuz
Afganistan’da mülteci bakışlarım
Çadırkentlerde geçmezken akşam
Mermi seslerinden ninniler ekmekte zaman
Gittin…
Ardında yıkılmadık hayal bırakmadan
Şimdi mezarının üzerinde
Bir çiçek bile olmadı umutlarım
Gittiğinden değil yanında gelemediğimden bunca figanım…
Âdem Efiloğlu