Efkârdan kimi zaman, dersin ya ’gerek neme’ Nutkun tutuklu kalır sabrına verir meme.
Madem ahde vefânın vebâli üzerimde Yükümün kederiyle doluyorsam kime ne Madem suretin mıhlı ,kokun hâlâ terimde Gönlüm hüzne mestane soluyorsam kime ne
Gecenin karasından çözerken asi tanı Ağaran güne inat, şerle kalkan şeytanı Iskalayıp başından geçirerek kaytanı Nefsime seni Hak’tan diliyorsam kime ne
Bir nefeslik ömrümün sonuna çeyrek kala Zülfümde ak cümbüşü, arası seyrek kala Hüznümün boşluğuna düşmeye sıyrık kala Vurdumduymaz yanımı salıyorsam kime ne
Kırgınlığa alışkın, kaçık dilin yergisi Döner kendi kendine bitmeyince yargısı Yerle, gök arasına gerip yürek sergisi Balıklama içine dalıyorsam kime ne...
Dalıyorsam, kime ne! Özün piştiği serden Öfkemin sınırında sözün taştığı yerden Bağrımda canhavliyle, közün düştüğü yerden Hakikat perdesini deliyorsam kime ne
Sevgim aşar alemi varlığından uzaksa Çıktığım yolculuğun hazzı (b)aşka tuzaksa Ve, sevdan; canıma can, umuduma azıksa Orda bir ömür boyu kalıyorsam kime ne.
( Kime Ne başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 11.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.