Alı koydu hüzünleri
Bu gecede misafirdi gözlerinde
Kirpikleriyle içli dışlı
Uzun gecelerin sessizliğinde
İçten içe koyulaşan sohbetle dem vuruyordu
Hayırsıza.
Yer yer kanayıp, kabuk bağlamayan yaralarının
Zordu acılarını dindirmek ve
Ve onarımsız kırıklar.
İnat uğruna arkasına bakmadan kaçışını
seyrediyor
Elleri koynunda.
Gittiği yollara kahrederken
Durduramadığı zamana isyanlarda
Ve aciz kalmışlığın, acısını çıkarıyor
dizlerinden
Bir kez daha,
Bir kez daha yeniliyor ayrılığa
Avaz avaz haykırıyor çaresizliğine
İstemese de boynunu büküyor kaderine.
Hüzün bu gecede misafir gözlerinde
Mevsimlerin uğursuzluğuna suç yüklemeler
Her hazan aynı bahar ve aynı ayrılıklar
Buz gibi yalnızlığa sarılırken, ayaz yapışıyor
tenine
Alev alev yanan yüreğiyle yokluğuna titriyor
Dişleri çarpıyor birbirine.
Kilitlenmiş dudaklar da konuşacak cümleler
yüklemsiz.
Feri gidiyor gözlerinin.
Soluk rengi yansıyor aynaya
Duvarlar ağır ağır geliyor üzerine
Sıcak nefes kesiliyor içini ısıtan
Hükümsüz bekleyişler ve yine
Aynı isyan...
Bu gece de hüzün misafir gözlerinde
Damlayan her yaşta boğulurken kelimeler
İki lafı bir araya getirip konuşmakta
zorlanıyor
Son çırpınışlarında bir ışık arıyor ateş
böceğinden
Umuda uzanan eller sıkışıyor bir köşeye
Tavanda asılı örümceğe takılıyor gözleri
Kıskanıyor özgürlüğe asılışını
Ağlarına bağlıyor geceyi, idamını düğümlüyor sabaha
Şuursuzca düşüncelere dalıp
Kastı canına!
Omzuna dokunan hüzünle irkiliyor yeniden
Başını iki yana sallayıp susuyor
‘’Bu gecede damla damla, hüzün düşüyor gözlerinden’’
Gamze YAĞMUR
15.11.2013