-i
hali (belirtme hali)
geri sayılıyordu adımların gölgesi cüceler
tarafından
günlerden en garip pazartesi belki uykusuzluğun son nesli
koyu bir gecelik gardıropta ki görsen uykun kaçar, öyle karanlık
-aşk askılıktan kurtulursa geriye uyku mu kalır-
gözlerimi kaçırıyorum karanlığın yüzüne vurduğu yerlerden
vesvesesi sürüyor cücelerin
terfi ediyorum kabul
yüreğimde bağ bozumu kırma bir ıssızlık
kapı da biri mi var
ey yalnızlık!
oyunun sırası
değil, neredeysen çık ...
-e hali
(yönelme hali)
geceleri yalın bir
sözcük içimden gürültüyle geçer
zamansız uyanırım bu yüzden yalnızlığın ayak seslerine
de-
hali (bulunma hali)
niye yazdığımı
sorduğunda
aklıma gelen ilk yalanı söylemiştim sana
“henüz erken” demiştim
“takvim tutmak için henüz çok erken”
bazen söylediklerime inanmazdın
tutukluğum tezat ve saçma görünürdü yalnızca
bazen mısralar dolusu öksürürdüm içimden
sorgulardın bakışlarımı, yine de bilmezdin
seni ne çok sevdiğimi bir şiir imtihanında
den- hali (ayrılma hali)
büyük ihtimal yalnızlığı soyup kabuğundan
yiyeceğim
afrika’lı yamyamların işlemesi gibi arkadaşlarının derisini
her hakikatte vardır asıl olma tutkusu taşta gediğin
vurur imgesi saklanmış kelimelerin doğal literatürüne
her insan biraz kendisidir olağandışı biraz başkası
suya değer izini belli etmez yabancı gibi bir diğeri
akşam oldu mu düşer nil`e gizli bir firavun gölgesi
-ben hali (bekleme hali)
olmadık bir an gelir
katilini tanırsın yansımanın sulara vurmasından
ayak basmadık yer bırakmaz yastığında yalnızlık
görülmez gönülden vurulduğun bir avcı elinde
sızı derindedir kimse bilmez
intihar bileklerine işlemiştir iletken bir ayrılığın
yaşanılası en tekinsiz sokaklarım, yalnızlığım...
-sen hali (bulunmama hali)
ayrılık
sonrası elleri poyraz
kristal gözlerinin içinde hüzünlü bir mart sonrası
ve sancısı biriken kırağının güz yangınında
kırılgan geceler boyu dipsiz bir bekleyiş
sabaha kadar seğirir durur yalnızlığımın baş ucunda
sonra, resimlerine dağılan sözcükler kadar uzar ellerim
uyku tutmaz seninle bir şiire susmadıkça