Ne mecnunlar var artık çöllere düşen,
Ne şirin için, bir damla su için,
Ferhat gibi yamaçları, dağları delen.
Ne aslısını güller içinde bulan var,
Ne de mecnunlar var artık çöllere düşen.
Bir ben miyim kendeni aşık sanan,
Ömrü biten dünyanın şu son demininde.
Her yağan yağmur sanki bir göz yaşı;
Şu harabe yürekler içinde diri kalan,
Bir ben miyim kendini aşık sanan.
Ne acelesi var zamanın ne de beklediği,
Bir adım geride kaldı geçen her günüm.
Nisyana müstahak kaldı her hüzün, her sözüm.
Ayların yıllarla savaştığı bu meydanda,
Ne acelesi var zamanın ne de beklediği.
ism-i mechul