“-Hacım..
Ahiret gonşum
Hecaz arkideşim
has-öz gardaşdan eleri
can gardaşım”
“-“hacı”lık bir humayın gibidir
ahiret gardaşım
neye dersen eyatlı bi güneş çalsa ilekelenir”
……..
“-eyisi mi sen beni diğne[1] gözel Hacım”
yükte hafif, pahada ağır
Halil Ağğa susmuş ister-istemez
helbet Hecaz arkadaşının bir bildiği vardır
“-iyi ki” demiştir, “değilse
bunlar akıla gelmez,
Hacının dediği gibi “lazıma baha ermez”.”
..
“gonşu akıla gelmez bayramda, düğünde
eyi kiyne gelmişiz Hecaz arkedeşine”
..
“yolu bilene gılavız gerekmez
emme ve lakin danışmak gerek bi işi bilene
arab eli öpmeynen, dudak kirlenmez”
Hacı Basmacı;
“Haccı Hallil Ağğa”nın düğün
tedariğini tamamlamış
kendinde bulunmayanı
sağdan-soldan getirterek
“bu zamanda böyle dostluk mu var”mış
herkese illa bir Hecaz arkadaşı gerek
Yalavaşlı;
kendince bir sürü hesap etmiş
Halil Ağa
"gelinliği bari kiralık alsak"
diyecek olsa
"-ne! sen napıyon yau
orda dur bireş"
!……………
"-Allah Allaaahhh
töbossun olmaz Hacı
yau sen ne dimeğ isdeyyon yauu
heç olcek şeymi arkideş
ben demad-o(ğ)luma, elin galdırdığı
gelinniği gulladırı(r) mıyın heş" dermiş
Halil Ağa
"-şu varıdı hacım" demeye kalksa
“-ben gözel gelinnime
eski şey mi gullandıracan bee”
sonura hacının gulağına eğilir,
"-destur ver hacım,
münafikliğ itme
orda bi dur
senin bildiğin gadak,
benim unutduğum (v)maa(r)
bişiy biliyoz ki!
deyoruz yahu Allah Allaaahhh
vallahi ve billahi
Mü’min gardaşımın hayrına
senin eyinniğine
emme ve-lakin illa!!!”
olmadık bir azametle hiddetlenir..
“-dediğin gibi bi tedarik görceğsen
ged!!…
..
get başga yerden al arkideş”
..
“-benim malıma..
garezim mi var len
düğün dediğin ömürde bi tefa
sen beni diğne
ele bakma
hacım üş gün sonura ilaf-söz olur,
daş yerinde ağırdır,
ağırıkane yeyniceklik[2] etme
vesveseye gark olup da,
kör şeytana uyma
neneceen
sen beni diğne arkideş
..
leen bağa bak.. yoğusam seni..ha!
Hacı Abla mı fişdekleyyoru acıba!
ö(y)le bişi varsa bak, obal da boynuna
beni günaha sokma,
neme gerek hu üş günnük dünnada”
…
“-ö(y)le bişi yoğsa madem sen, gel ben Hacı arkideşini,
ahret gonşunu diğne[3]
hincikinner asri,
zamane…
zaman sana uymaycak,
sen zamana uyacan hacım
zaman bizim zamanımız de(ğ)el gari
onnarın zamani,
iki gün sonura baş kakıncı olur nemi(e)nazım”
..
“-Allah m(uh)afaza
sen bana gulak ver
sakalını yerine goy
güccük hesabı boş ver
he hacım!
he benim ahret gonşum, Hecaz garındaşımm"
Halil Ağa;
"-hacım şu gerekmez
hemi de da(h)a bunun arkasından gelen va(r)" derse
"-amma yaptın
sen benim ahretliğimsin,
böğüne böğün sen..
sen benim bitecik ahiret gonşumsun
orada da görüşecez inşa-Allah
ne-u zü billah,
hekmetinden söval olunmaz i(n)şaallaaahh..
ne dediykdii sen benim Dünna-Ahret gardaşımsın dahası
damat da benim oğlum-evladım sayılma(z) mııı
evvel-Allahh canımdan can sayılı(r), hemide candan ulu
bunna(r) dova edecek bize ikiğün sonura bunna(r)
başga kimimiz va(r) arkada goyup getceek ulen!
münafikliğ etme Allahın sevgili gulu
kırkbin kerre maşşallah
tühh! tüh! maşşallah suphanallah
hu çapıt uçun mu düşünüyossun
eh! madem ö(y)le
gönün hoş ossun, de bakalım bee
o da bizden oluve(r)siin, olmaz olu(r) mu?
ha hacı arkideşden de kâr etmeyiverelim
lafı mı olur hacım
evlat bunnaaa(r) evlat
iki gözümüzün nuru
maşallah suphan Allah"
………