Halil Ağa “-bismillah” deyip çayını
bile karıştırmadan daha
bu defa işi halletmeye kararlı
“-Hacım” demiş ama..
…
ters ters bakmış,
hitdetle gaşlarını çatmış gene Hacı Basmacı
beklemiş..
beklemiş
bu defa sesini yükseltmemiş..
yumuşacıııık
“-ne ulen münafık..
ulen ne lafdan anlamaz ahretliksin sen yahu he..
hıı!!
de bakalım ne!
buyur..”
"-Hacım ölüm olur,
zulüm olur
“buyur”
Allahın emri
yarına çıkcamız ne malim
hesabı görüp helalleşelim"
dediğinde
munis bir sesle kucaklamış
Hecaz arkadaşının sakalını okşamış
iki omzundan tutup
karşısına almış
gözlerinin içine bakmış
"-ulen..!!
gapımızı çaldın, eyvallah,
bereket yağdırdın
Rabbil Alemin’de senin ömrüne bereket yağdırsın..
İnşa-Allah!!
İnşaalla-u Teala her iki dünyan da nura gark ossun”
“-sen de İnşallah hacım” deyoru, yutkunuyoru
“-inan bu hesap beni huzursuz ediyoru”
hazır kimse yoğukana..
şu hesabı bi görsek! Ha!1”
“-eyi madem..
pekey.. madem ısrar ettin..
gel bakalım da!
len sanada mı hesap dutacaz, münafik
göynünden ne goparsa ırafık
“hunu müynasip gördüm,
göynümden bu gopdu de”
eyvallah
gerisinden bana nee.. sana neee!!”
“-…”
Allah cezanı galdırsın
get!.... benden yannı
gatın gatın[1] helal-hoş ossun."
Halil Ağa geldiğine pişman,
o(ğ)lanı everdiğine de(ğ)el emme
urba uçu Yalavaca geldiğine bin pişman
neytse nafile
Sücüllü’nün yolunu dutmuş her seferinde
bir üç beş
n(ih)ayet iki sene sonura
Halil Ağa kapıyı çalıp,
"hacım hesabı görmeden töbossun getmen
mahçup oluyon valla yauv
uykularım gaçıyo"
der demez,
bizim basmacının canına tak etmiş
"-ne!
sen hesap mı deyon”
“-..”
“-....”
“-gel görelim hacım
…
gel otur..”
..
“-gel bakalım hacım höyle annacıma
bakalım-bakalııım
bizim kara kaplıya"
açmış -eski yazılı[2]-
kara kaplı defterin sayfalarını
"-Bismillahirrahmanirrahiym!"
"-ahret gardaşım hacım"
böğün dünya yarın ahret
böğün mübarek gün cüm!a
gelelim senin urba[3] hesabına
gara gaplının ak sayfasına
eveeet………,
evvet !!
Sücüğüllülü gadim[4] dosd
Haci Halil Ağ!ğa!"
cem'an
"-binüçyus liyra!"
benyinden ataş fışkırmış senin Halil Ağanın
"-ne!" demiş
"-hacım neyttin sen Allah-lillah aşkına
ben üç yüz bile yoktur deyodum"
"-aldığımız bi düğünlük urba"
Yalavaşlı, Hacı Basmacı
hiddetle çatmış gaşlarını
eğmiş çehresini
..
…
…
…
bir müddet beklemiş
ne nefes alınmış,
ne renk verilmiş
"-Haci Efendiiiii" demiş
beklemiş,
“-…”
beklemiş
tekrar
"-Hac(i) Efendi" demiş,
………
"-biz seninen peygamber bazarlığı[5] etdik."
“-..”
"-düğün ediyon,
durumun sıkışıktır dedik
dile goley bi hakkın ikki sene de bekledik,
…
onuna-bununa selam göndermedik
bi günden bi ğüne
gapını de(v)şirmedik
yolunu çevirmedik
"hacı bizim hesap" demedik."
“-..”
"-o ğün deviz şu fiyetti
böğün bu fiyet
habarın var mı senin ektisattan
bu çark nassı dönüyo zannediyon
e(n)flasyon va(r), memlikette eflasyon."
"-eh! artık bizim de canımıza yetti
sen de birez mer(ha)emetli ol,
canına okuyoru milletin bu ektisat
ee… idaret et gari
zaten işle(r) kesat,
sana göre işler ayna
çal-çal oyna
değil mi yaa!!
senin umurunda mı Yalavaşlı basmacı hacı ağa
boninin[6] mühleti[7] geşmiş, ona keza
başga ödemelerimiz de vaa
canım burnuma ğeldi vallaha
yete(r) gari yau Allan aşgına"
“…………….”
“-bu ğadar da olmaz gayri ya”
………
"-bak arkıdeş
burası bi tecarethana
burada her bişşey para!
öde!”
“-…”
“-öde, değilse icra galdırıyın valla
heciz endiriyin hem valla hem billa
me(v)zu tecaret oldumuydu
plensipimden şaşman
benim annayışım bu
feriştahımış annaman
bobamı bile diğnemen Hacı Ağğa"
Halil Ağa, düşünmüş,
"-senet yok, sepet yok desem
Allah mafaza, harcandı geyildi,
aldıklarımı iade etsem
aradan bunca zaman geçti eskidi”
hacı arkadaşı gene bunu
bağrından itmemiş
fayız gomuş emme borcunu
heş değilse taksitlendirivimiş"
de! de(ye)cen senin Bıkkanın Halil
namı diğer Hacı Halil Ağa
tö(v)be gadim dost Hacı Halil Ağğa
böyle düğün edivimiş
hacı arkadaşı basmacının sayasında!
“-gari hinci
Allah! duşmanıma dahi böyle basmacı
üsdelikde Yalavaşlı,
hemi de hacı arkadaşı
böylesi dost hele hele gadim dost
vermesin”
deye dova ederimiş
Terziler Ovasından yedi dönüm yer satmış
taksitden filan vazgeçmiş,
hesabı gapatmış.
“-vahtıyla bi dönüm yer satsam
oynaya galgıya düğün ederdim” derimiş
ne bi da(h)a hacı arkadaşının yanına ğetmiş
ne de bi daha o sokakdan, geşmiş
ne de hacı da olsa basmacılara etibar etmiş
bölüm sonu
teşekkürler güzelliklere bereket dilerim
KÖY DÜĞÜNÜ DEVAM EDECEK EFENDİM
[1] katın katın: kat-kat, katbe kat fazlasıyla
[2] eski yazı: Arap harfleri
[3] urba;düğün için alınan elbiseleri ifade eder
[4] Kadim: çok eski, ezelden beri
[5] Peygamber pazarlığında taraflar karşı tarafın teklifini kabul eder, bir itimat söz konusudur
[6] boni / bono : senet
[7] mühlet / müddet : vade