hiç bir soru
cevaplandırılmak için sorulmaz
bil/iyorum.
sularda aksederken sureti yüzünün
yüreğinde kimsenin bilmediği
bir sır varsa eğer/ıslak
senden istenen/dilenen
ve beklenen her şey
yerli yerine oturabilir
sana,
bir sır söylememe izin ver
minnacık
tuz kadar
beyaz
üstünde her şeyin
ve
yer
kadar altında
kim...
kimi nerede?
nasıl üstelik...
ben seni hiç…….
ela gözün kırılganlığında
doğrusunca
astigmat ve kaygısız
bir bakışla
ben seni hiç…….
sınırsız/sabahsız
dil ucu ıslaklığında
anlamıyorsun değil mi...
t-uzak kalıyor
kemiğin kırılganlığında
adım ki
yol yürümek öğretir
kaç kıtada izin var
bil/iyormusun
anımsa,
tek düze gün doğumlarını
izlerken sen
balkonsuz sabahlarda
dönerken kimsesizliğimden
terli ve sessiz
daha çok duvar
daha yalnız
daha sonbahar
ve yaz ki
sen saklanırken kelime altlarına
ben ışıksız caddelerde
gölgeler derliyordum
birazdan kalkıp kahve yapacağım
önce sonunu bağlamalıyım
son
-u
-nu
şekersiz
yağmur yağmıyor hayır
saçımın uçlarından
yüzüme damlamıyor su
ak/mıyor
ve
sil/inmiyor mavisi rengimin