bir tarafta bunlar olurken,
diğer tarafta hacı-hoca takımı abdest alırlar çeşmeden
ince sazlardan istekte bulunur gençler
“sabahın seher vaktindeÆ
Aliyi gördüm Aliyi
yüzümü sürdüm izine
Aliyi gördüm Aliyi
Aliyi gördüm çağında
güller açar dost bağında
Musa ile Tur dağında
Aliyi gördüm Aliyi
Aliyi gördüm meşede
kırk mum yanar bir şişede
yedi iklim dört köşede
Aliyi gördüm Aliyi”
bir kenarda birikmeye başlar
gelin almaya gidecekler
misafirler, evsahipleri ve çocuklar,
akışır cemaat camiye,
kadınlar kızevine..
sazlara kırk koldan “kes” derler
ezan başlamıştır “Allah-u Akber”
sazlar kılıflarına girer
davul zurna arz-ı endam eder,
sesizce akışır cami meydanına ahali
“tıs” yok davuda, zurnada
sakin halleri
camiden çıkışı bekler kalabalık
beyaz bir gömlek, pantolon damatlık
güvey[1] giyimi
ikindiye doğru cami önünde
damatlık ceket bir seccade içinde
imamın davudi sesi ortalığı inletir
misafir-köylü, adamlar cami önüne gelir
damatlık ceketini giyerken güvey
plak aynı kırık plak
“-ismi paaaak!,……..
cismi paaaak!”
……….
hoş görülür her şey
“-Muhammet Mustafa-ra salavat”
Euz-ü besmele ve Fatiha,
arkasından Rabbena atina fid-dünya·
Rabbenağfirli veli-valideyye
ve lil-mükminiyne
yevme yekümül hisabµ
kimi katılamayanların zarfla gönderdiği
hediyeyi damadın cebine koyar,
kimi "azımızı çoğa sayın" diyerek
seccade üstüne para atar,
kimi küçük altın takar,
kimileri tedavüldeki
en büyük,
cebindeki en yeni "pangınot"u
damadın yakasına sıralar
sarkar birbirine tutuşturulmuş kağıt paralar
imamın elinde, bohça[2] içinde hediyecikler
kapışmak isteyen çocuklara dağıtır birer-ikişer
çevre içindeki şekerle çocuklar biraz aralaşılır
olmadı imam efendi tarafından havaya fırlatılır
birbirini çiğner çocuklar
imam elde kalan son şekerleri de
fıcıtır[3] misafirler üstüne
ne var ne yok kapışılır,
ganimet yarıştırılır
bu arada sağdıç, bir de aileden biri
içindeki paralarla toparlarlar seccadeyi,
"-Allaha ısmarladık" deyip yürünür oğlan evine,
onları hısım-akraba kadınlar beklemektedir
takı merasimine burada devam edilir
"böyük gafalı" damadın anasından
oğlanın teyzesinden-halasından, gremse
bazılarından güçcük ata
zengin kocadaki abılasından
bilezik illa nedense
milletin gözünün içine baka-baka
aslında herkes kurulmakta olan yeni yuvaya
destek olmak amacında
evdeki ilk kavgalarda
altın meselesinden çıkacaktır en sonunda
bu arada varsa uygun çocuk,
oğlan evinden ya da akrabadan
sünnet ediliverir,
dili tat [4] olanların dilininin bitiğini[5] kesiverir
hazır gelmişken sünetçi
Narkozcu Ramazan·
güvey giyiminden sonra
gelin alayı davul-zurna eşliğinde
çamur-çatlak demeden
"-haydin bakalım" kız evine
herkes toplaşır, çalar davul zurna
bir taraftan çeyizler yüklenir arabaya
en sonunda dünürler birlikte oynamalı
gelinin abisi şeker sigara dağıtmalı
Æ Kul Himmet
[1] güvey: damat
· rabbimiz bize dünyada iyilik ve güzellikler ihsan et
µ rabbimiz beni, anamı ve babamı ve bütün müminleri hesap gününde bağışla
[2] bez, mendil, çevre
[3] fıcıtmak / fıcılatmak : fırlatmak
[4] tat: tutuk, peltek, dilsiz, kekeme “d” sesini çıkaramama
[5] dilin bitiği: dilin damağa bitişikliği, yapışıklığı. Dili bitik olanlar dillerinin serbestçe döndüremediklerinden “tat” konuşurlar
· Gencamadın Ramazan (Deveci)