Bugün cuma. Okulun son günü. Hatta son saatleri. Eve dönmek üzere yola koyuldum. Elimde beslenme çantam; her zaman ki gibi okul kantininde satılan çikolatalar, annemin verdiği ekmek arası peynirli domatesten ağır basmış ve ben annemin “ıvır zıvır almak yok. Anlaşıldı mı? Acil bir şey olur, paran cebinde dursun.” dediği o parayı harcamıştım. “Ama arkadaşlarım da almıştı, teneffüste yiyorlardı” dediysem de işe yaramaz, sopayı yer, öyle ki sopayı yemeden ağlamaya başlardım. Sonra mı? Ah en fazla beş dakika sonra mahalleden duyulan bağrışmaların, oynaşmaların, o keyif veren seslerin etkisiyle acı yerini adeta aşk’a bırakır, ben o aşk ile şırıl şırıl akan o nehre kendimi bırakır ve heyecanın doruklarına varıp saatlerce sürüklenip, annemin “…. hadi akşam oldu, eve gel” cümlesiyle nehrin sonunda şelale olduğunu anımsardım. “Biraz daha, biraz daha!” diye bağırıp tüm mahalleyi inletsem de nehir daha fazla uzamazdı ve şelaleden aşağı, merdivenlerden yukarı doğru yol alırdım!

              Ufak bir mahallemiz vardı,  gecekondular arasında, incecik, tek vasıtanın geçebildiği, çoşkulu zamanlarda o vasıtaya da müsaade edilmediği o yollar. O yollar ki, ünlü ressamların tasvir yeteneğinin üstünde bir yetenekle boyanır,  boyalar tekdüzeden uzak, sevgiyle aşkın harmanı, hareketin ve gürültünün temsilcisi olurdu.

              Cuma günlerini severdim. Lakin geçen günkü cumayı sevemedim. Annemin verdiği ‘cebinde dursun’ dediği o parayı harcayıp cumartesi gününden de olduğum için. O kadar yalvarıp yakardım, ağladım, olmadı. İçim içime sığmıyor, o çoşkuyu duydukça, o duyduğum sesler adedince acı çekiyordum. Dayanamadım ve en son; “Anne n’olur yine sopa at bana, yeter ki mahalleye gideyim!” dedim ve yüreğine dokunmuştum. Bana öyle bir baktı ki, akşam olduğunda ve beni eve çağırdığında, ben yine her zaman ki gibi “biraz daha, biraz daha!” dediğimde o “tamam az daha dur, sonra eve gel!” dedi ve ben beklemediğim cevap karşısında şaşkınlık yaşamıştım. O kadar az sürdü ki; üç saniye sonra daha da coştum, coştukça coşturmuştum.

              Nehir biraz daha uzamış, şelale görünmez olmuştu!

09.01.2014 - 21:22 - 1/10

( Geçmişim Aklımdan Geçmiş 1-10 başlıklı yazı Mkite tarafından 9.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu