“Çimen gözlüm” diyorum sana.
Kabul et!
Herkesin,
her şeyin papatyalaştığı yerde sen aynı kalamazsın.
Herkes
papatya olabilir, herkes papatya diye seslenebilir sana.
Ama kimse “Çimen gözlüm” diyemez sana, bir kere
bakamaz öyle, sevemez seni, akledemez, teşbih edemez!
Sen benim Çimen
gözlümsün başkasının değil!
“Çimen gözlüm!” diyorum sana.
Ol!
Ne de yeşildir,
ne de bahardır, ne de güzeldir gözlerin. Ne de sitemkârdır sözlerin! Bu sözler
sevdiğinin ispatıdır. Saygı duyuyorum.
Seni öyle
özlüyorum ki sevmesen de severim, özlemesen de özlerim. Sen sev diye sevmiyorum
seni, sen özle diye de… Kaç gündür düşünüyorum. Hep karşılık üzerine sevmişim.
Ararsan ararım, seversen severim gibi. Oysa öyle değilmiş bu! Ben seni, sen
beni sevmesen de severim, özlemesen de özlerim gibi seviyorum.
Ben seni sen
beni sev diye sevmiyorum.
Ben seni
içimden geldiği gibi seviyorum.
“Çimen gözlüm!”
Baktın mı
bana yakarsın, yaktın mı kül edersin değdiğin yeri.
Ne de hayat
dolu, ne de umut doludur bakışların.
Canıma
işleyen nakıştır her nazarın.
Azarın
nimettir.
Şimdi
kalbime hükmet, aklımı al başımdan.
Ben sana
iltihak ettim. Mültecinim yüreğinde, gözlerinde sürgünüm. Firariyim sende, bul
beni! Gözlerindeyim gör beni! Sözlerindeyim.
İşgal et
beni. Kayıtsız şartsız tesliminim. Kölen et, yok et, ihya et! Ne dilersen dile!
Aklıma gelmez bile… Ben sende yok olmayı arzu ediyorum.
İştigalin
olayım uğraş 24 saat benimle. Düşüncen olayım fikrinde. Kalbinde heyecan… Fethet
boydan boya, içten içe yak beni, al beni!
“Çimen gözlüm” diyorum sana ve anında bahara eriyorum.
Karlarım
eriyor, güneşim çıkıyor. Ortalık ısınıyor.
Çiçeğe
duruyorum, meyveye… Sana…
Hazan uzak,
kuraklık, yabanlık ve yavanlık sen varken bana yok.
Bahardır
yaşadığım, hayranlıktır, seyranlıktır tutulmuşluğum.
Sararıp
solarım sen yokken.
Yeşerir
filizlenirim sen varken.
Ah be yeşil
gözlüm!
Sende kalmak
isterim her iki cihanda da!
Sende
yaşamak ve sende ölmek isterim.