Adam ağlamaklıydı,
sağanak sağanak hem de. Şemsiyesi yoktu yüreğini koruyacak Her damla isabet
ediyordu. Her ıslaklık hasta ediyordu. Gözyaşlarıyla yıkanıyordu. Yarası
acıyordu. Ağlıyordu.
Aşk üzre yakardı en
içten ağıtlarını. Dizerdi manzumelerini sayfalara. İşlerdi en sert ve amansız
yüreklere. Filiz filiz olurdu taş yürekler. Kayaları yarıp çıkan bir incir
fidesi... Buzları kırıp boynun uzatan bir kardelen… Teşbihti onun inci
sözlerine.
Kalpten kalbe akardı
ağıdı. Gözden göze akardı. Ağlamak da parayla değildi ya! Bedavaydı bedava ve
kalpten gelirdi. Adam aşkın çemberinden geçmişti. Çapı belliydi.
Sevgili baş ağrısından
mustaripti. Adam çok ama çok hüzünbazdı. Sevgiliyi böyle duyunca baştan ayağa
ağrı kesildi. “Migrenin tutmuş meğer ondanmış
gözlerimi açamayışım.” diye sayıklıyordu.
Aşk böyle bir şey olsa
gerek! Başı ağrırsa birinin, diğerinin gözlerinden yaş gelirdi.
“Geçmez bu dert gitmez.
Sen migrensiz olamazsın
Ben sensiz olamam” diyordu. Söze hudut çizilmezdi.
Aşka nokta konmazdı. Kalbe kilit vurulmazdı. Aşk da bir hastalık haliydi. Sağlıklı
bünyede bulunmazdı. İllaki marazlı olacaktı, illa ki arızalı olacaktı.
“Sen orada kıvran dur
Ben burada gözyaşı dökeyim.
Çekilmez bu illet bitmez.” diye yanıyordu. Ağrıyordu her
gece ağlıyordu. Dua ediyordu, onu
diliyordu. Aşk dilemekti ve
dileğinin gerçekleşmesi için beklemekti.
“Rozet
söktüler bu aşkta bende! Göz ağrındım baş ağrın oldum artık.” diye yazıyordu. Yüreğine
hüzün tohumları ekiyordu. Gözyaşlarıyla
suluyordu. Sözleriyle buduyordu. Kuruyordu, kalıyordu. Kırılıyordu.
“İlacım sensin, dermanım
Darağacında fermanım sen” diye isyan ediyordu. Varlık
içindeki yokluğuna yanıyordu. Yokluk içindeki varlığına sesleniyordu. O varken
yaşıyordu o yokken ölüyordu. Bir kere doğmuştu ama bin kere ölmüştü.
“Migrenin tutmuş
Ondandır başımı kaldıramayışım.” diyordu. Halsizliği,
mecalsizliği, düşüncesizliği, kabalığı hep onsuzlukta ortaya çıkıyordu.
Hastalığı, bıkkınlığı, sıkkınlığı, utangaçlığı, rezilliği onsuzlukta çıkıyordu.
“Doktor damardan bir iğne yap
Şifamı
bulayım.
Doktor kalpten bir elektro şok uygula.
B-ela mı bulayım.” İyileşmek istemiyordu,
bunu biliyordu. Onun gelmeyeceğini de dönmeyeceğini de bal gibi biliyordu.
Onsuz yaşıyor gibi
yapmaktansa
Yaşamıyor olsa daha
iyiydi.