Takılmayız peşine nefis pespâyesinin
Artık ardı göründü ömür sermâyesinin
Zaman sona zimmetli, O’na doğru akıyor
Güneş batmaya yakın göz toprağa bakıyor.
Kahretse de iblisi çıktığımız basamak
Abes bildik bu yolda bir lahzâ
duraksamak.
"Züldür" deyip insana günahı kanıksamak
Kalsa da bazen ramak, düşmedik şer
ağına
Talibiz dost bağının gönüller
otağına...
Yanılıp baksak dahi alçaktan gelen
sese
Bin nedâmet yükleriz boşa geçen nefese
Ta ezelden bağlıyız Kitâb-ı Mukaddese
Düşsek de bazen ye’se, ruha etse de
tesir
İmanı sağlam olan şeytana olmaz esir.
Namert mahkeme kursa, eller sansa da
sanık
Caymayız davamızdan; Yaradan buna
tanık
Resûl’e özlem ile gezeriz bağrı yanık
Kâh gâfil, gâh uyanık; bazen kaysa da
zemin
Rahmân’ın rahmetinden her zaman olduk emin.
Deseler ki "gel, sen ol, şu
cihâna Padişah"
Dünyevî Sultanlığın tahtına etmem
tamah
Secde edip Allah’a; deyip O’dur tek ilah
Ayırdık sevap-günah; bildik neymiş
kâr-zarar
Yaradan’dan ettik ar; sevapta kıldık
karar.
Rehberdir Kur’an kula, âyan beyan
kara, ak
Dara düşene Rabbi tek uğrak, tek
sığınak
Dünya bize gölgelik, Firdevs yegâne
konak
Kaptırmayız düşmana ölsek de kal’amızı
Dost deriz Azrâil’e, bekleriz
salâmızı.
Mecit AKTÜRK