Kendi kendini yok eder dediler
Antartika kadardım
Nasıl erisin içimdekiler
Altı ay uğraştım karanlığı geçiremedim iğne deliğinden
Gündüze vardığımda her şey aynı
Düşlerin derin yamaçlarında hala yaşıyor bazı seviler
Okyanus taşıyan gözlerine
Bitmiyor korsan seferler
-Bu yüzdendir içimdeki aşkı düelloya davet edişim-
Bir ayrılık gerekti
Ateşin ölçüsünü tartmaya
Ve artık kimin yüreği dayanıklıydı
Güneş ve Ay ‘dan ışıksızlığa
Gayretliydik
İçimizdeki zembereği apansız Eylül’e boşaltmaya
Yoksuluz şimdi yoksunluğumuzla.
Aklım firar ,
Bedenim tütün mezarlarından geçiyor
Yıkanıyor acıyla her bir hücrem bu istikamette
Toprağım oluyor üzerime atılan mukaddes yemin
Gözlerimde ters akan nehirlerde yüzüyor aşk
İşte böyle bir anda
Emanet düşümü süzüyorum tepeden tırnağa
İçiçeyiz Musa ile
Bekliyoruz,
Birimizden biri kaldırsın bizi
Hiç hareket yok ısrarla
Susunca çoğalıyor ölüm
Konuşunca hayalin susuyor dilim
Ertelenmiş hergün götürüyor yaşamdan bir parça
Aklımın en piç yanıyla besliyorum şüphelerimi
Rüzgarında dağılan ben dalında asıyorum baharı
Toprağım ! yarılan yerlerime su ver diye bekliyorum
Tanrım ! ses yok Musa’dan
Haklısın
O da ikiye ayırmadı mı asasıyla Kızıldeniz’i tek darbede
-Düello sonucu: iki kalpte bir ilmeğin yara izi-