Sokak boyu darmadağınım
Şehrin kaldırımlarında esrarkeş gözlerin
Allah rızası için diyor belli belirsiz
Dağılanları toplarken dilenci kadın
Köşe başı bir çingene ağlıyor acı acı
Yalnızlık hala sokak sokak eşkıya
Ben bana eşkıya
Ne kadar sussan bile
Gülüşünle eylersin kendini aşikâr
Dökülür tebessümlerin gamzelerinden
Dökülür gizli sevda türküleri
Belki telefon hatlarından
Buram buram…
Zamanın nirengilerinde demirleyen
Ve ağzımın gözelerine bir martı çığlığı acı
Acı Rabbin imtihanı
Hasretin pranga vurduğu yürekte
Gel aşkın kol düğmelerini ellerinle ilikle
Gel gözlerin zamanı eskitmediği demde
Seninle doğan fırtınalarımda
Sevişin derdi bir bilge
Yüreğinin bitip tükendiği demde
Sevişin gözyaşlarınızla
Gözyaşlarım tarih kadar eski oysa
Ben Karadeniz
Kalbi mavi bir deniz
Dağlarında gürgen ağacı
Eskiyor ayak izleri zamanın
Ve karanlıklar ağlıyor sadece ardımızdan
Hiç kimsemiz yok bizim...
Ve bir gömlek gibi ilikle mısraların düğmelerini
Şiiri gömlek yapıp giy üzerine
Armağan olsun
Yüreğim gibi
Sonsuzluğu sever gibi
Sev diye
Âdem Efiloğlu