Susuyoruz
Sadece susuyoruz
Bir yemin bahşetmişiz gibi zamandan
İçinde kış günlerinin ezgileri
Öksüzlüğümüzü haykırırken mısralara
Söylesin şarkılar bizim yerimize diye susuyoruz
Susuyoruz
Susuyoruz
Tenine yılların gizlendiği yüzlere bakıyorum
Her terennümüne yangın düşmüş olabildiğince
Zamanla kabuk bağladıkça yaralar
Anılar geçiyor yüreğimin dağlarından
Dilim dilim bölünüyor aklım
Toprak rengine bürüne bürüne
Susuyoruz
Susuyoruz
Tadı yok oysa beyaz peynirin ,balın ,reçelin
Çay dem tutmaz oldu bilsen demlikte
Kurumuş yapraklar kaldı üzerimizde
Üzeri toz toz doluşan
Eski bir evde her şeyi kabullenmişçesine yalnız
Bülbüller şarkılar söylüyor dil olup bize
Biz içimizdeki yangınlara inat
Susuyoruz
Susuyoruz
Acıları kanıksamaktan geçiyor metanetin yolu
Penceremize kalan avuntularda
Ağır depresyon her mahallede adı anıldıkça ismimizin
Yüreğim sokak başlarına iltica ediyor
Soğuk mevsimler adanıyor o ana
Bizse susuyoruz
Susuyoruz
Tut ki yıldızlar yağacak saçlarına
Kefenini yırtacak bütün inatçılığın
Her umut vadeden türkülerin
Harflerindeyiz nota nota
Şimşekler çaktıkça yüreğimizde
Âleme
Hatta aşka inat
Susuyoruz
Susuyoruz
Ne ihtişamlı bir cenaze bu
Varlığı yokluğa denk
Ve muazzam armoni dünya
Kifayetsiz bir ahenk
İçimize düşen hararet aşk
Ve bizde kusursuz inat
Bu yüzden susuyoruz
Susuyoruz
Âdem Efiloğlu
Not:
Eğer bende olsaydı çatlardı sabır taşı
Katlanmak milim milim ne zordur bilir misin?
Neye yarar aşk yoksa hepsi yaşam telaşı
Yolum meçhule düşer korkmadan gelir misin?