11 Mayıs 2014 Anneler Günü
Henüz sabahın erken saatleri
yanı başımda ötüyor saka ve saksıda menekşe güneşe dönmüş yüzünü, sağım solum
inanıyorum meleklerle dolu, 4 katlı bir binanın en üst katında 3 oda 1 salon
tek yürek evimdeyim, dağlara yaslamışım başımı, bulutlar yoldaşım…
Şimdi ben ağır ağır yazarken
yazımı sıcak ekmek kokusu kaplar evimizi yavaş yavaş uyanır duvarlar, mutfakta
başlar bir küçük tatlı telaş, birazdan ben hazırım diye seslenir çaydanlık
düdüğünü öttüre öttüre huzuruna çağırır bizi, muhakkak kalkmıştır annem, şöyle
bir salınmıştır evimizde, gelip tek tek bakmıştır odalarımıza, bulamayınca beni
yatağımda demiştir muhakkak, “Şiiri tuttu yine
Baş ağrısı gibi görüyor annem
şiiri,” Tutu mu bırakmıyor melet” diyor, o şiiri öyle biliyor şiirlerimi sırf
benden ötürü seviyor, aslen babam da yazarmış eskiden, omuzlarına geçim yükü
binmeden önce, şiirler yazmış annem e, şiirle feth etmiş gönlünü lakin
şimdilerde ne şiir ne türkü bir biz varız ellerinde.
Birazdan tamam olur sofra,
muhakkak çaylar ince belli bardakta, yanında sımsıcak ekmek dumanı üstünde,
sizin diyarda var mıdır böylesi bilmem ama bizim buralarda hep sıcaktır
somunlar, annemin elleri gibi babamın göğsü kadar. Soğuktur memleketimiz yaz
kış hep dağlarında kar, babam çınar gibi adam, gövdesi gölgesinden büyük,
kökleri tarih kadar, bir baktı mı güneş doğar geceye yıldızlar çekilir
huzurundan ondan sebep hep aydınlıktır ufkumuz…!
Annem, yumuşacık elleri, hep bir
telaş kokan yüreği, sımsıcak başı ile her gün baştan aşağı yoğurur bizi, suya
değse elleri şifa olur kaynağı, ekmeğe değse katık olur lokma lokma, bir tebessümü
yeter içimde ki insanı ortaya koymaya, insanlığımızın oyasıdır Annem.
Ve işte hazır kahvaltı,
Gölgesinden büyük babam ağır
adımlarla geliyor yanıma, kapı arasından bakıyor şair evladına, dokunmuyor
lakin bizde ayrı yemek demek ayrı düşmektir ondan sebep usulca sesleniyor “ sonra devam et, hazır kahvaltı” tamam
diyorum sessiz sakin, kalkıp dağların sadrından sığınıyorum göğsüne, sarılmak
ne büyük hediye ve süsü küçücük bir öpücük bilir misiniz ?
Ben en çok başımı göğsüne yaslayıp ruhunu dinlemeyi seviyorum
onun, ruhunda dinlenmeyi.
Mutfağın kapısını aralıyor, 20 yıldır kaynayan demliğin
davetine icabet ediyoruz, küçük odadan fırlıyor küçük kardeşim, evimizin en
küçüğü, hep küçüğü, hiç büyümeyeni.
Bardaklar ince belli, sofra orta halli, muhabbet baki….!
Sevdadır aile ve süsüdür Anne bir evin…
Yüreğimin süsü Annem…Seni bir gün değil her gün seviyorum.