İsyanımın Suskun Gezgini



Güneşin kızıllığında
açıyor militan çiçekleri.
Ellerimin vahasında .
dilenci düşlerim süslüyor çölleri.



"Yusuf’un" gömleği
ölülerin suskunluğu
hüzzam oluyor.
Çürüyor sevda giysileri.
Aşamadığım uçurumlar
azarlıyor kaderimi...



Derin bir ses var gözlerimde
Bin yıllık titrek yalnızlığımın 
yatılısı coğrafyasız bakışlar...
Sürünüyor karanlık tünellerde
çekip kurtarmak istediğim aydınlıklar...



Geç soğuyor feryatlar
aşamadığım uçurumlarda.
Kaplamış yüreğimi buzullar
canımdan can almış ayrılıklar.
Gecenin esneyen ağzında
boynumu büküyor
sol yanımdaki yangınlar...



Karanlıklar derin
karanlıklar bin çığlık koparır.
Bakarım sonsuzluktan 
bir nefes gibi yokluğuna.
dönemem istesem de güneşe...
Yorar nargile horultusu geceyi
yaslanır güvercinin göğsüne
günlerin kadavraları...



Eziliyorken zamanın tekerleğinde
tüm çalınmış çiçekler
bohçaladım şiirlerimi
ayırdım ruhumu bedenden
daha yürümeyi öğrenmeden
kalktım sana geldim.



Uyuyordun masal dünyasında
kanatlandı nefesim
yitik türkülerin ağıtlarında...
İçim ezilse de dinlerken...



Ferda Özsoy

( İsyanımın Suskun Gezgini başlıklı yazı ferda'ca tarafından 13.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu