Geride, şifa bulmayan kalp bırakılıp,
Seven, sevilenin nazını mı ölçmeliydi,
Vicdanı sızlamayan, bir seveni oluşta,
Yakışmaz kederi, üstüne mi biçmeliydi…
Bu vechile teşkil olan, aşkının macerası,
Yüksek dağların üstünde duran sis gibi,
Gitmez bulutlara, komşu yaşatır ki öyle,
Tek ihtiyacı aşk olana, yapışır kis gibi…
Herkes kendine bir yer bulurken, gönülde,
Saf doku, tertemiz kalple sendin, beklenen,
Omuzları, bir kavağın dik duruşu olan var,
Benim, kamburana, kamburları eklenen,..
Ateş içe düşünce, daha kırılgan bakar, olunur,
Ona bağlar noktada, yara çoğalır-ürer, eşelenir,
Artık tempolu rüzgarına karşı, korumasız kalıp,
Oracıkta açılan küçük yara üzeri, hep deşelenir…
Cıvıl cıvıl bir aşkın ırmağı çığıl dar durur,
Hiç nefesi kesilmeden, süzülür aşka doğru,
Bu yolda ne kollar sarılıp, ne eller veda edip,
Nice canların-ömürlerin, telef olduğu doğru…
Yinede razıydım telefe, başa geleceklere,
O gülüşünü, bir kere postayla yollasaydı,
Küçük gölünde sararmış, solmuş çalılar var,
Ne olurdu? Ruhuyla besleyip, kollasaydı…
Ne diledik, ne bulduk, tarifi imkansızlaştı,
Evirdi - çevirdi, katı verdi hayatına, yazan,
Kurtulmak istesen bu görünmez örülmeden,
O iplerini, çöze çöze eline, geri sarar hazan…
Gözler uyuşmuş gözüküyordu, başlangıçlarda,
Gönülsüz gönül, şimdi ayrılığa, balyalar taşır,
Avare kalabalığa karıştırmak için sebep nedir?
Dünden, yarına, farklı yüzlü hali, yansıtır, kaşır…
Fısıltı gazetesi yayındadır, herkesin dilindesin;
En gürültülü berzahlardan, böyle söz akmaz.
Başlayanın, bazen ümitli - hüzünlü öyküsüne;
Dönüpte o, mutlulukla uçan yüreğine bakmaz…
Yaprak hemen düşer, dostu güneş, ahbaplığı kesince,
Anlamamış niçin; Ferhat, Şirin için dağları delmiş!
Gelecek mevsimlerim kış olsa da, bana önemli değil,
Benim aşkın, bahçe – parklarına, sonbahar gelmiş…
Veysel Kimene
Sevda Şairi
(Kemal Yenice)
22.06.2014