Ayın elinden sıkıca tutmuşsun
Bildik yerleri dolaşmaktan bıkmış
Denizi çekiştirmesinden belli
Canı haliyle çok sıkılmış
Yoksa söyledin mi mahşeri
Gösterip duruyorsun
İçin için yanan güneşi
Gece nerelerde unutuyorsun
Kandırıp duruyor şairleri
Ya sen merhametli rüzgâr
Kuşları durduruyorsun
Bulutlara çatıp çatıp
Yalandan ağlatıp kuruyorsun
Yoksa söyledin mi?
Bir çocuğun gözyaşlarını
Arkalarından bakıp bakıp
Gelmeyecekler sandığını
Bir avlunun gölgesinde
Yarışan dizlerin acısı
Şükrediyorlar şükretmesine
İki eski komşunun böyle sefası
Unutulmuş bilmeden rahmetliler
Okunmuyor artık esamisi
Akşama kırılıyor fasulyeler
Cefa içinde geçse de ömürleri
Siyah beyaz fotoğrafı görmeseler
Yıllar öncesinden asma ağacı
Yoksa söyledin mi?
Cennette ihtiyar olmayacağını
Bastın mı yeminleri
Siz bakmayın böyle söylendiğime
Selamı var sabahları ağaçların
Görüyorum da herkes işinde gücünde
Farkındayım oynaşan balıkların
Bir türkü çınlatıyor kulağımı
Aklına gelecek diyor unuttukların
Sessiz bekleyişte martılar
Yoksa söyledin mi?
Ekmek atan yaşlı kurt
Dağılmamış yine bir efkar
Rıhtımda birkaç ayrılan var
Dr.süreyya önder