Evet,
işte yine
oradayım
seninle el ele gezip,dolaştığımız sahilde
en mahrem duygularımızı paylaştığımız yerde
tenimi,saçlarımı okşayan yağmurun
deniz sularıyla istemeden evlenmelerini izlemek
hüzünleniyorum.
deniz bulanık, dalgalar ise isyan ediyorlar sanki
uzakta bir gemi
rotası belirsiz yolculuğa çıkmış, tıpkı ben gibi,
gözlerim nemli
bir tekme atıyorum kaldırımlara
attığımız adımlara,SİLİNSİN...
BAK,
şimdide
rakı_balık yediğimiz masanın önündeyim
acılarım çok taze
yeni sulanmışlarcasına çiçek açıyorlar
oysa vazodaki gül solmuş,tabaklar ters çevrilmiş
ama masa örtüsü bana nispet edercesine rüzgarlarla cilveleşiyor
oturuyorum sessizce,sensiz_senle
istiyorum yine rakı_balık
bakışıyoruz bir an
seni soruyorlar sanki nerde? diye
o zaman fırlatıyorum hepsini yere,SUSUN...
bak ya,hala orada duruyor
mavi boyalı beraber yaşadığımız ev
hemde hiç utanamadan hala,dimdik
giriyorum
yatak da kapkara bir çarşaf,hüzün ve yalnızlığı saklayan
karşımda beraberce ağladığımız,acılarımızı gülümsemeyle boğduğumuz divan
namevcut giysime bürünüyorum bir an
bedenim burda ama aklım sende
bir ses bölüyor sessizliği
banyodaki bozuk çeşmeden damla damla
sensiz çok soğuk,üşüyorum
mutfak tezgahındaki kibriti yakıp atıyorum birden
yükselen ateşlerin buzdağlarını tutuşturacağını düşünerek
anıları yoketmek istercesine,YANSIN
yine sokaklardayım işte
şimdi o eskici dükkanının önündeyim
her şey ben gibi,yüreğim gibi yıpranmış,parçalanmış, eski
birden görüyorum o nu
60 lı yıllardan kalma
üzerinde hala eski sahibinin parmak izleri olan
o kadar süsün püsün ardında,yıpranmış öksüzlüğünü gizleyen
ahşap kabzalı bir silah
al hadi,daha ne duruyorsun,alsana beni
kurtar artık,senide benide bu ızdırap dan dercesine
bana bakıyor sanki
yıllardır beklediği sevgiliye kavuşmuş gibi
sarılıyoruz birbirimize.
ve sıkıyorum geçmişe
ve sıkıyorum sevilen ayakkabının tabanı gibi aşınmış aşkımıza, BİTSİN..
Şafaknur Yalçın