ÖLÜNCE HERKES DÖNER, ÖLMEDEN DÖN TÜRABA
-Dadanmış ne çok insan koşar, yatmaz, mail’e...
İnsanlar ağlıyorken nedir sende bu neşe
Can, içerde taşmaz mı; nasıl sığar dar kaba
Aç gözünü, uyuma; bak şu doğan güneşe
Ölünce herkes döner, ölmeden dön türaba
Sen ki nefes alırken, dilin henüz dönerken
Aldatmaya koyuldun verdiğin yanıtlarla
Sen ki hafif rüzgârda yaktığın od sönerken
Aydınlığı kararttın köhnemiş kanıtlarla
İnsan var bu âlemde insanların kuludur
O yüzden sen bunlardan dosdoğru olanı seç
“Özgüven” derler amma gerçekte kuşkuludur
Verenleri görürsün hırsla heceli demeç
Boyundan büyük laflar etme, çevreyi gözle
Yutulmaz lokma yeme, sözler daralı olsun
Her şeyi göremezsin sınırlı bakan gözle
Yürürken adımların uygun aralı olsun
Bak o zaman nasıl da umulmadık bir anda
Eşya dolar ufkuna nitel ve nicelikle
Sen sadece hissedip bir kenarda duranda
İnan ki yardımcılar gelirler öncelikle
İster kurt olup ulu, ister kuzu ol mele
Eğip-bükme dilini, etme gerçeği ters-yüz
Güvenme bu dünyaya, Hakk’a ol hep amele
Fıtrata uygun yaşa, doğru dur gece-gündüz
-Adanmış var mı Hakk’a; ağlamaz İsmail’e...
(02.08.2013 / Elazığ )
Güneri Yıldız