Rüzgârın duvarına yaslayıp sırtımı
Konuk olsam dağların ufkuna
Titrek bir kavak yaprağı gibi
Sokulsam yaşamın uçurumlarına
Sığınağımı seller basmadan
Vakit sona tamamlanmadan
Sen olsan ömür veren
Sorsam yaşamak kaç para!
Oysaki sevda gözlüm!
Sonsuza dek bakmak isterim güneşin yoluna
Fırından yeni çıkmış bir ekmekten
Yayılan buğu olsa isterim nefesin
İlkbaharları doldurup yaşamın kirli heybelerine
Alsam mezatlardan bütün atılmış aşkları
Bir şişe şarap gibi diksem ömrü içime
Ve sorsam; ‘Hayat kaç para!’
Akıp gitmiş sular gibi zaman
Hangi mevsim yaşadığım, bilmiyorum
Seviyorum nefes almayı
Her sabah kırık testilerden sular içiyorum
Köşeye sıkışmış bir toz zerresiyim belki
Hüznün yağmurlarını bekliyorum
Çubuğumu aşkla doldurdum ey hayat
Artık ölmekten de korkmuyorum!.
Selahattin YETGİN