Gün iner dağ ardına, sessiz, sakin edası
Dönüp ardına bakmaz, terk ederken o sizi
Gönül yorgun, biçare, çıkmaz sesi sedası
Nede çabuk tükettik, kışı, baharı, yazı
Hüzünler boy verince, duyulur ince sızı.
Baharın umuduyla, yaşanırdı o kışlar
Esen yel beklenirdi olmasa da bakışlar
Hasretle süzülürken, gözden dökülen yaşlar
Derde derman eyledik, çalarken dertli sazı
Hüzünler boy verince, duyulur ince sızı.
Ne hayaller beslendi, gelip geçen bahara
Gözler günü beklerken, gökler oldu kapkara
Yaprak koparken daldan, açar sinede yara
Gönül vuslat neylesin, bir tebessüme razı
Hüzünler boy verince, duyulur ince sızı.
Dizlerde derman kalmaz, yorarken o yokuşlar
Belki yarın yeniden, göğe çıkacak başlar
Düşlerin ülkesine, kanat çırparken kuşlar
Gözler tebessüm eder, arada bazı bazı
Hüzünler boy verince, duyulur ince sızı.
Sevdayı meşk edenler, hep mahreminde saklar
Vakit çok geç olmuştur, saça düşünce aklar
Sine yansa kül olsa, anmaz onu dudaklar
Anlarsın ki sonunda, böyle yazılmış yazı
Hüzünler boy verince, duyulur ince sızı.