Üstüme çok gelme, intikamımı;
Fırsatım olursa alırım kat kat…
Koştura koştura terlemiş belli;
Tayların yorgun mu yoksa Melahat…
Gözlerde hançerin kirpik tüfekli;
Senden bana geliyorsun sürekli;
Masalına kahraman mı gerekli;
Seçmece kurban mı yoksa Melahat…
Bire alıp üçe-beşe sattığın;
Neydi öyle kadehime kattığın;
Usul usul kollarını attığın;
Boynumda urgan mı yoksa Melahat…
Dermanı derdinde buldum yaraya;
Girmesinler sakın ola araya;
Kızgın mı küs müsün bahtı karaya;
Yüreğin dargın mı yoksa Melahat…
Dudaklar pusuda bilenirken diş
Müfrezen hazırlık yapıyor ne iş;
Korkarım iyiye değil bu gidiş;
Bahtımız sürgün mü yoksa Melahat…
Çoğuna sayarsın artık azı mı?
Sakın ola kış ettirme yazı mı?
Üstüme örttüğün çadır bezi mi?
İpekten yorgan mı yoksa Melahat…
Ali ALTINLI – 29/09/2014
Saat: 20:35 Bütün
Melahatlardan Özür Dileyerek…