atlı karıncalar ,dönme dolaplar
atlar ve yolculuklar ...
Büyülenmiş bir ceylan gibi
bakar zamanın dalları arasından.
kan ter içinde kalan bilinmez yüzler...
Unutuluşun parmaklarında yuvarlanır
ünleme zorlukla dayanan acımasız kelimeler.
Dalgınlığın camlarını titretir hırpalanmış saatler.
kovanını arayan arı gibi oğul verirler...
Düğümlenir boğazında yumruk olur
dudaklarından öper ölümü tınısız öksürük.
tokat olur suratında patlar acıları eviren şiir...
Neşesi yağmalanır tüm bayramların
bunca kan dökülürken
ruhlar bu kadar uçup gitmişken
Gebertme bayram beni
Bir mahkumun verecek neyi olabilir ki size?
Özgürlükten söz etmekten başka...
Kapı kapı dolaşan çocuklar
verin öpeyim ellerinizi
Belki bir şeker verirsiniz bana...
Bugün bayram parlamıyor gözlerim
su sızıyor şimdi coşkumun alevine
İmgelerin ininde hüznüm
Kucak görmemiş çocukların anısına
karanfil ekiyorum direnen yüreğinize
utanç dolu yaşamın imbiğinde
yoldaşınız olsun umut...
Kelimelerim üşüse de;Siz üzülmeyin
maviye boyadım çocuklar,tüm günahları
İlkel bir gümbürtünün boynunda
her iç çektiğinizde yorulsun diye gelecek...
Ferda Özsoy
Sözcük kesik bir kulaktan damlayan kana karışmadıkça anlam ifade etmez.Anlam sözlükte değil hayatta yazılıdır...