Üşüyordum.
Kar da yoktu yağmur da...
Bu kalbi bir
üşümeydi.
İçim donuyordu;
aylardan ekimdi, vakitlerden akşamdı.
Bu ayrı bir
üşümeydi öyle kış üşümesi değildi.
Ta ki o yâr
gelene kadar, kalbime dokunana kadar...
Onun varlığı
soğuk hava kütlesini bertaraf etti içimden.
Ta ki o yâr
gelene kadar, içime dokunana kadar...
Onun gelişi baharın gelişiydi, güneşin açışıydı.
Bir merhaba
deyişi dalların yeşillenmesiydi.
Gülüşü
çiçeklerin tomurcuklanıp açmasıydı.
Yürüdüğü her yer yemyeşil oluyordu, ömrüm tazeleniyordu. Kanım hareketleniyordu.
Havamı buluyordum onda, betim benzim açılıyordu, içim ferahlıyordu. Biri pencerelerini açıyordu içimin, taze papatya kokusu doluyordu sanki içime. Anlıyordum ki yâr gelmişti.
Üşüyordum yazın
hazana erdiği ve yağmurun yeri ıslattığı, havayı nemlendirdiği vakitte -hiç
ummadığım bir anda 'Kaptan' dedi. 'Efendim'
dememe fırsat vermeden 'Seni
seviyorum.' dedi. Artık ben bende değildim.
Seyyarelerde
tur atıyordum.
O gezegen senin,
bu gezegen benim dolanıyordum.
Yıldızlar sokak
lambalarım oluyordu.
Aşkın masalımsı
dünyasındaydım.
Sonsuz bir
huzur içinde onu düşünüyordum ve mutlu oluyordum.
Dünyanın en tatlı melodisiydi sesi. Seni seviyorum deyişi ömrümün mısra-ı bercestesiydi.
O kadar onunla
doluydum ki aklımı dünyevi hiçbir şey meşgul etmiyordu.
Aklıma takılan hiçbir
şey yoktu.
O varken
kendimi başka bir kişiye, başka bir işe vermem mümkün değildi.
Zaman kaybıydı,
enerji israfıydı bana göre onun dışındaki her şey, herkes!
İşim gücüm o
olmalı, aklım fikrim o olmalı, kalbim o...
Ben onu
seveydim o mutlu olaydı, o beni seveydi ben iyileşeydim.
Ben durayım o beni sevsin. O dursun ben onu seveyim. Yirmi dört saat onunla olayım yeterdi bana.
Dilimde
düşmeyen duamdı.
Aklımdan çıkmayan
fikir, kalbimden düşmeyen süveydaydı.
Bu dünyadaki en kıymetli inciydi kalbimde saklı olan.
İçimdeki sancıydı gün yüzüne çıkmayan.
'Nasılsın?' diye sorduğu vakit iyi
oluyordum hemen.
Kanser olsam ne çare? Yâr iyi gelmişti bana bir kere.
Verem olsam ne çare? Yâr iyi gelmişti bana bir kere.
Üşüyordum yârim yoktu, donuyordum üstüm başım açıktı sanki!
Kışı yaşıyordum,
hüznü..
Hasta oluyordum, yârim yoktu, iyileşemiyordum ilacım oydu sanki!
Acıyı
yaşıyordum, göz yaşını...
O yâr hoş geldi canıma.
Kış güneşim oldu bana.
Ruh eşim...
Yaz kışa döner
bende; yâr giderse...
Kış yaza döner
bende; yâr gelirse...
Mevsimler bile
yâre ayarlı bende...
Yâr gelince dört mevsim ilkbahar; her taraf şenlik, her taraf çiçeklik... Ömrüm güzellik!
Yâr gidince yaz günü kış oluyordu; her taraf zemheri, her taraf ayaz, her taraf beyaz!
Aklım başımda
değildi, ondaydı.
Kalbim göğsümde
değildi, ondaydı.
Onsuz kemik ve etten oluşuyordum.
Oysa onunla can buluyordum.
O yâr bir güldü; dalda açan gül soldu, dağda yatan çığ koptu, gökte uçan kuş düştü.
O yâr bende sevmeye bir çıktı; herkes öldü.
Bir yaz havası
sardı beni aniden.
Üşüyen tenim
ısındı.
O yâr geldi, sandım ki güneş doğdu.
O yâr geldi, sandım ki ölü dirildi.