KİM, NERDEN BİLECEK YAZMAZSA GAZETECİ?
Sevgili
dostlar;
Yıl
içinde hemen her gün değişik bir gün veya haftanın kutlamasını yapılır. Kimi
zaman hayvan hakları dillendirilir kimi zamanda insan hakları
Okullarımızda
“Belirli gün ve haftalar” başlığı altında yeri ve zamanı geldikçe günün anlam
ve önemine binaen programlar yapılır, yazılar şiirler okunur, paneller
düzenlenir. Bütün bu yapılanların bir tek amacı vardır o da “dikkatleri o konu
üzerine çekmek”
10
Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanmakta.
İşte bu
günde basın organlarının yayın yapma ve halka bağımsızca haber verme özelliğine
dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.
Gazeteci
derken basından söz ediyoruz ki; Basın deyince aklımıza ilk olarak, gazeteler,
televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazılı haber bültenler gelir değil mi?
Hiç
merak edip düşündük mü; basın olmasaydı nasıl olurdu diye?
Basın
organları olmasaydı ülkemin dört bir köşesinde neler oluyor, kim ne yapıyor,
taraftarı olduğumuz takım nerde kiminle oynuyor nasıl haberimiz olabilirdi?
Basın
organları olmasaydı "Dünya Kupası" maçlarını canlı olarak evimizin
rahat koltuklarında çaylarımızı yudumlayarak izleyebilir miydik?
Basın
organları olmasa ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan herhangi bir
ülkedeki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik?
Gazetecilerde
birer basın mensubudurlar. Aynı zamanda Cumhuriyet'in ve demokrasinin
vazgeçilmez unsuru ve temel taşlarından biridirler.
Gazetecilik,
fedakârlık isteyen, zor şartlarda yapılan çok önemli bir meslektir.
Günümüzün
en dinamik mesleklerinden biridir gazetecilik.
Gazeteci;
kamuoyunu aydınlatmak için günün her saatinde zor şartlarda ve sorumluluk
duygusu içinde toplumu bir taraftan gelişen olaylar karşısında bilgilendirmek
için haber peşinde koşar.
Gazeteci
haberini yaparken bir taraftan da halkın talep ve beklentilerini tarafsız bir
biçimde yansıtarak önemli bir kamu görevini yerine getirir.
Gazeteci
halk adına görür, gözlemler ve kamuoyuna taşır.
Gazeteci
bu ve benzeri birçok önemli işleri yaparken; zamanından, ailesinden
fedakârlıkta bulunur.
Gazeteci
hepimizin malumu üzere, mesleklerinin gereğini yerine getirmek için görev
yaparken yeri gelince canını dahi tereddütsüz ortaya koyar.
Sevgili
dostlar; bu köşeden sizlerle kalemimin yazdığı, dilimin döndüğünce bir şeyler
paylaşıyorum paylaşmasına da ben gazeteci olabilir miyim orasının cevaplaması
zor.
Yazımın
başında sizlere sorduğum “Hiç merak edip
düşündük mü; basın olmasaydı nasıl olurdu diye?” sorusunu kendime şu
şekilde sordum: “Gazeteciler yazmasa neler olurdu?”
Uzunca
düşündüm cevap olarak dedim ki:
GAZETECİ YAZMAZSA
“Devlet baba”nın yaramaz
çocuklarını(!)
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
Hamutuyla yuttuğu(!)
mal varlıklarını
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
Boy pos tamam; endam da
yerinde, ne âlâ
O konuşurken başkası
sussun! Pekâlâ;
“Duyduğun doğru mu? ”
soruşturmazsan hâlâ
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
“Benim” diyen, adam
sayılmamalı bence
“Ben” demek; bizi yok
saymak değil mi sence
Halkı yok sayanlar, halka
olur eğlence
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
Başta tutup “tarafsızlık”
olan ilkeyi
Dört bir koldan haber için
gezip ülkeyi
“Şok! ” haberler yapıp
doldurmasa helkeyi
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
Kurumlar, daireler,
amirler… Say ki say!
İş yapmak için bekleşip dururlarken
pay
Halil; birileri “DUR”
demezse, vay ki vay!
Kim, nerden bilecek
yazmazsa gazeteci?
Demokratik hayatımızın
vazgeçilmez unsurlarından biri olan ve insanlara bilgi akışı sağlamak gibi çok
önemli bir görevi gerçekleştiren gazetecilerimizin “10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Günü'nü” kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.