FRANSA’DA TERÖR
Geçtiğimiz hafta Fransa’da bir mizah dergisine(Charlie
hedbo) yapılan saldırı dünyayı ayağa kaldırdı. Bu terör saldırısında on iki Fransız
vatandaşı katledildi.
Dünyanın teröre karşı gösterdiği tepki olumluydu.
Ancak dünyanın neresinde olursa olsun her türlü terör hareketinde, insanlığın aynı
duyarlılığı göstermesini bekliyor, diliyoruz.
Peşinen bu terör saldırılarını şiddetle ve nefretle
kınıyoruz.
Ülkemiz böyle vahşi terör saldırılarını otuz yıldır
yaşıyor. Yaşamaya da devam ediyor. Biz bunun acısını iliklerimize kadar
hissettik.
Yaşadığımız bu teröre karşı Batı ülkelerinden en
ufak bir destek görülmediği gibi, teröristleri koruma pozisyonunda oldular hep.
Dileriz bundan sonra terör konusunda biraz daha hassas olurlar. Ne de olsa “Damdan
düşenin halini damdan düşen bilir.”
İşte Batının uzun süreden beri unutmaya başladığı
terör, Paris saldırısıyla tekrar gündemine oturuverdi.
Fransa’nın başkenti Paris’in merkezinde meydana
gelen bu terör olayları dışarıdan değil bir fiil kendi vatandaşları tarafından
yapıldı. Yani Paris’te terör yapan teröristler Fransız vatandaşıydı. Hıristiyan,
Müslüman demeden insanları katlettiler.
Teröristlerin amaçları her ne kadar açık olarak
ifade edilmemişse de dünya medyasında dillendirilen şekliyle bu derginin
Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili hakaret içeren karikatürleriydi. Fakat bu
derginin Hıristiyanlık ve Musevi sembolleriyle ilgili de hakaret içeren
yayınları olmuştu. Her nedense bunlar kimsenin dikkati nazarına gelmedi.
Direk İslam’a yapılan hakaretlerden hareketle suç
İslam üzerine yıkılmak istendi. Üç gün boyunca dünya medyası bu minval üzere canlı
yayın yaptı.
Neticede teröristlerin canlı yakalanma ihtimalleri
olduğu halde öldürüldüler. Niçin?
Teröristlerin canlı yakalanmaları halinde perde
gerisinin ortaya çıkacağından mı korkuldu?
Bunlar hep soru işareti.
Teröristlerin
Fransız olmasına rağmen yerli medya dâhil dünya medyası hemen suçlu
sandalyesine İslam’ı oturtuverdi. ABD’deki Oklohoma saldırısında da böyle
olmuştu. Neticesini biliyorsunuz.
Fransa ve dünyayı üç gün meşgul eden
terör olayları işte böyle bazı şüpheleri de beraberinde taşıdı. Çünkü saldırı
yapılan mizah dergisi en iyi şekilde korunup kollanan bir yerdi.
Nasıl oldu da böyle bir yere teröristlerin
elini kolunu sallayarak girmeleri önlenemedi.
Doğrusu burada bir değil onlarca soru işareti var.
Sonra dakikalarca süren saldırı sonrası
teröristler ellerini kollarını sallayarak kaçtılar. Bunların hepsi soru
işaretleri oluşturmuyor mu?
Bir başka soru işareti de şudur.
Buraya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Aynı saatlerde bir Yahudi esnafın dükkânına(Marketine)
güya aynı amaçlı bir saldırı düzenleniyor. Neden?
Bu bir perdeleme olmasın.
Teröristlerin Fransız vatandaşı ve Müslüman
kökenli olması bunu Müslümanların ya da yanlış şekilde ifade edilen İslami
terör örgütlerinin(Hıristiyan, Yahudi terör örgütleri denmiyor nedense) yaptığı
gibi bir kestirim yapılması bizleri yanılgıya götürmesin.
Bu tip terör hareketleriyle
Avrupa’da İslâm’ın yayılmasının önüne geçmek için Müslümanlara karşı
uygulanacak baskıların alt yapıları mı oluşturuluyor gibi sorular akla geliyor.
İslami terör deyimi özellikle ve
belli bir amaç için kullanıldığını da gayet iyi biliyoruz.
Uzun süreden beri Avrupa’nın
genelinde İslam korkusu(İslâmofobi) yaşanmaya başladı.
Bunun altında yatan temel sebep
gelecek elli yılda Avrupa’nın tamamen İslamlaşma korkusu.
İşte buna karşı sokak gösterileri ve
Müslümanlara saldırlar başladı. Camiler ve Müslümanların oturdukları binalar,
iş yerleri kundaklandı. Yakılarak, vurularak öldürülenler oldu. Bunlara hiç
kimse Hıristiyan’i terör demedi, demiyor.
Bu fobiyi(korkuyu) daha da köpürtmek
isteyen radikal Irkçı, Hıristiyan, Yahudi vb derin güçlerin harekete geçmiş
olabileceğini unutmamak gerekiyor.
Çünkü tarih boyunca fitne ve
savaşların zeminini oluşturan bilinen bazı gizemli derin güçlerin burada rol
oynaması mümkündür.
Teröristlerin Müslümanlardan
seçilmesi, plan ve projelerin bu teröristler tarafından yapılması anlamını
taşımıyor. Sadece hedefin ne olduğu konusunda bazı ipuçları veriyor.
Çünkü senaristler her zaman her
kesim ve inançtan figüran bulabilirler, istedikleri oyunu da oynatabilirler.
Buna müsait on binlerce Müslüman görünümlü kukla da bulabilirler.
Onun için Fransa’daki terör olaylarında
Küresel oyuna dikkat ederek oyuna gelememek gerektiğini ifade ediyoruz.
(
Fransa’da Terör başlıklı yazı
İ.Sarıçay tarafından
13.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.