On dört Şubat yokluğunun kaçıncı,
Yıl dönümündeyim
Bu yılda yine mor akşamın gölgesi düştü,
Penceremin
önüne
Acılar
yakıp kavuruyor
Her
sevgililer günün de
İlmek ilmek
sokuluyor
Ömrümün
kalan son düğümünde.
Bu nasıl ayrılıktır ki?
Ecel ben den önce,
Tuttu senin ellerinden
Alıp götürdü sormadı var mı başka gelen?
Bırakıp nasıl gidersin?
İkinci baharı yaşayacakken.
Ayırdı bizi kara felek
Acımadan ayırdı
Canımdan canı sol yanımı söküp aldı.
Sen yoksun isyan ederim kaderin böylesine
Elimde siyah kurumuş bir gülle
Yine dolaşırım isimsiz kabirler de
Her birin de seni arar gözlerim
Damla damla kan akar dua yerine dilimden
Yüreğime.
Her yıl
gibi bu yılda aradım seni
isimsizler mezarlığın da
Sordum bilen varmı dır?
Benim sevdiğim hangi selvi altın da
Ne olurdu beni de alsaydın yanına
Ön dört Şubat’ı kutlardık bir kabir de
İki ruh yan yana.
14.01.2014
Yalçın BİRİCİK