Satırlara yorulmuş bir ömrü karalarken
Dili bağlı isyanlar dökülüyor cebimden
Bir delinin güncesi zamanı aralarken
Kimliksiz küfürleri men ettim edebimden
Baş ucumda bir tufan kan rengine boyalı
Adım atsam üstüme düşüyor yıldırımlar
İçimde ki meczubun çağrısına uyalı
Bildiğim tek adresim şu izbe kaldırımlar
Her gece boş odama süzülünce karanlık
Usulca üzerime çekiyorum yorganı
Beynimi bir delilik kemiriyor bir anlık
Doluyorum boynuma kırk boğumlu urganı
Gözlerimde ki bulut nemleniyor kahrımdan
Kente yağmur yağıyor bir ben ıslanıyorum
Ruhumda ki sarhoşluk demleniyor kahrımdan
Boşalan her kadehte derde yaslanıyorum
Ne vakit bir ses duysam tenhasında caddenin
Hep gayri ihtiyari büyüyor adımlarım
En güzel örneğidir geldiğim son raddenin
Bendeniz çayı bile ürkerek yudumlarım
Dilimde rüzgarlardan ödünç alınmış ıslık
Üstelik ezgisi yok üstelik boğuk boğuk
Ahvalimi sorana desem de iylik haslık
Oysa yüreğim hasta ve yalnızlık çok soğuk
Suretim aynaları garabete boğarken
Ben hep kendimden kaçıp hep saklanır olmuşum
Çünkü her yeni sabah bin bir umut doğarken
Ben ebedi gülmeye yasaklanır olmuşum
İdam mahkumu gibi gözlerim hep şafakta
Gardiyan yelkovanlar adımı fişliyorlar
Bazen de dolaşırken bir ucube sokakta
Aç akrepler saldırıp gölgemi dişliyorlar
Konuşsam dinleyen yok sussam azarlıyorlar
Her sözüm lafı güzaf sayılıyor çoktandır
Bu deli duruşumu bile nazarlıyorlar
Hunharca hayatıma kıyılıyor çoktandır
Kırk senedir bir yolu durmadan yürüyorum
Daha kaç yıl uzakta varılacak menazil
Sanki bana gel diyen bir hayal görüyorum
O belki bir düş kızı belki de bir Azazil
Mutlu Aydurmuş
Dili bağlı isyanlar dökülüyor cebimden
Bir delinin güncesi zamanı aralarken
Kimliksiz küfürleri men ettim edebimden
Baş ucumda bir tufan kan rengine boyalı
Adım atsam üstüme düşüyor yıldırımlar
İçimde ki meczubun çağrısına uyalı
Bildiğim tek adresim şu izbe kaldırımlar
Her gece boş odama süzülünce karanlık
Usulca üzerime çekiyorum yorganı
Beynimi bir delilik kemiriyor bir anlık
Doluyorum boynuma kırk boğumlu urganı
Gözlerimde ki bulut nemleniyor kahrımdan
Kente yağmur yağıyor bir ben ıslanıyorum
Ruhumda ki sarhoşluk demleniyor kahrımdan
Boşalan her kadehte derde yaslanıyorum
Ne vakit bir ses duysam tenhasında caddenin
Hep gayri ihtiyari büyüyor adımlarım
En güzel örneğidir geldiğim son raddenin
Bendeniz çayı bile ürkerek yudumlarım
Dilimde rüzgarlardan ödünç alınmış ıslık
Üstelik ezgisi yok üstelik boğuk boğuk
Ahvalimi sorana desem de iylik haslık
Oysa yüreğim hasta ve yalnızlık çok soğuk
Suretim aynaları garabete boğarken
Ben hep kendimden kaçıp hep saklanır olmuşum
Çünkü her yeni sabah bin bir umut doğarken
Ben ebedi gülmeye yasaklanır olmuşum
İdam mahkumu gibi gözlerim hep şafakta
Gardiyan yelkovanlar adımı fişliyorlar
Bazen de dolaşırken bir ucube sokakta
Aç akrepler saldırıp gölgemi dişliyorlar
Konuşsam dinleyen yok sussam azarlıyorlar
Her sözüm lafı güzaf sayılıyor çoktandır
Bu deli duruşumu bile nazarlıyorlar
Hunharca hayatıma kıyılıyor çoktandır
Kırk senedir bir yolu durmadan yürüyorum
Daha kaç yıl uzakta varılacak menazil
Sanki bana gel diyen bir hayal görüyorum
O belki bir düş kızı belki de bir Azazil
Mutlu Aydurmuş