Şu 1: karanlıkken ne güzel şehir. kapkaranlıkken. hem sokak lambalarından da korkmamız gerekmiyor böylece. değil mi nikolay? herkes hatalı.
Şu 2: sevgili zeki; insan görmek istemediği zaman gözlerini yumabilir ama duymak istemediği zaman ellerini kullanmak zorunda. bilirsin işte kulak kapağı diye bir şey yok.
Şu 3: müslümanım diyenin milliyetçisine uyuzum. demeyeninkine de uyuzum ama diyeninkine daha uyuzum. hazzetmiyorum. cirit atıyor sosyal mezralarda. kendi ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunuyor. bir yandan da tüm insanların eşit ve kardeş olduğunu, üstünlüğün yalnızca Allah'a yakın olmakla söz konusu olduğunu bildiren (hucurat/13) bir dinin mensubu bu adam. hem koca bir ırk nasıl bütünüyle mükemmel ya da bütünüyle rezil bir ırk olabilir ki? o ulusun içinde de tüm uluslarda olduğu gibi iyi ve kötü insanlar, önderler vardı, var. ve bu tavrını da sadece kendi ulusunu yücelterek değil, diğer bir ulusa hakaret ederek hatta ne hakareti küfrederek ortaya koyuyor. ben oldum olası 'ey türk!' kabilinden başlayan nutuklara kulak veremedim. benim kulak verdiklerim genelde 'ya eyyühennas' diye başlıyor.
Şu 4: bir sorun bulmalısın kendine. aksi halde sorun seni bulacak. kaçınılmaz bu. hal böyleyken de kendi sorununu seçmen çok daha mantıklı bir şey.
Şu da 5: ''ve ben öyle doluyum ki sesimin üzerinde namaz kılıyorlar''
h. barış beledin
ruveranva.tumblr.com