Bir çöle düşmüş su damlası gibiydim
Ne berraklığım belli ne bulanıklığım
Aklım sonsuzluğun kuyusunda bir anafordayken
Ne yanlışlığım vardı ne de yalnızlığım
Yürürken sonsuzluk yollarında
Üstümde yıldızlar omzumda akbaba
Tutmuş fareler çekiştiriyor paçamı
Pusuda hem tilkiler hem çakallar
Bu nasıl yürümektir adım, adım değil
Nasıl kendini bilmektir adım, adım değil
Sende seninle olmakmış
Ben bende seni arar dururken
Sende seni bulup
Beni sende kaybetmek varmış
Yandım, yandım
Bilinmez dehlizlerinde
Girift labirentlerin içerisinde kaldım
Ne var olabildim ne de hiç
Dursam yürümesem dediğim oldu çok zaman
Bakınca etrafa hakikati görecek oldum bir an
Bilmem ki aynalar, aynalar hep beni ben zannettirdi
Az daha beni sen zannettirdi….
Yok mu sağımda solumda taş, kırsam şu aynaları
Acaba ilacım olur mu cam kırıkları…
Mehmet Şahan