"Neden yorgunsun ?" sorusuna cevap aramaktan, "Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum"... ( Cemal Süreyya )

Ya ben? Ben ise psikolojimin keskin bir şekilde kendim tarafından yıpratıldığından yorgundum, iç huzurum yok, ailem var ama! Amiyane tabirle ' Elim hamur karnım aç gibi'

Bana, her kim ne anlatırsa anlatsın! Açlığım; Ailemin sevgi nevalesini üzerimden erken kestiğidir. Güzin'i kaybetmek demek, psikolojimi kaybetmek demekse! Ellerimi aşk ve sevgi ile tutmasın, onu hiç kaybetmek istemiyorum, hayatımın içinde olmalı, ekmek, su, annem, ablam gibi, ama babam gibi değil!

Sus dedim sus, hemde aklından bir daha bu tarz geçmemecesine, ya o kız olmasaydı? Belki de Beyoğlu'nun arka sokaklarında, Bali çekenlerin arasında olurdum, onun için Güzin'e gönlünün başka türlü akmasına izin verme! Kendi kendime bu kaçıncı söz verişim, kaçıncı zoraki es geçişlerimdi? İnsanoğluyuz ya, hem şaşarız hemde beşer, diz boyu hesaplarında şaşıran!

Anlık gafletleri kaderin değişimlerinde keşkelerinin karmaşasında değil midir hep, kaçmaya çalışılsa da o mefhum zaman kesiti bir yerlerde canınızı acıtacak bir bekleme dedir keskin tırnaklı şahin pençeleriyle! Kim bilir, kimler için, kimlerin içinde ne fırtınalar kopuyordur şimdi diyerek, kendimi teselli yoluna da böyle gitmiştim.

Ben - Emre'nin playboy olarak çalıştığını, para için bu işi yaptığını, annesinin öncelikle,içkici babasının eziyetlerinden intiharı deneyip ama kendi kendini; Parmağını ağzına sokarak kusturduğunu bir yavrusunun olduğunu hatırlatan oğlunun ağlama seslerini, annem Cavidan hanıma - Ah komşum, ölümün soğuk nefesini ensemde hissettim ama korkumdan değildi gidemediğim. Sırf oğlumun yüzünden beceremedim! Bu kınalı kuzumun yüzünden deyip çok ağlamış. Rukiye teyzenin psikolojisi ne kadar bozuksa, Emre'nin haytalığına ne sabredebilmiş ne de güç yetirebilmiş ikinci intiharını ölümüne denemiş bahtsız kadın. Canı veren de alanda elbette sahibi olmalı! Allah cc taksiratını affetsin, burada ki suç, kaderin acımasızlığı mı yoksa ona yenik düşen böyle talihsiz yavrusu için çırpınan bedenler mi?

Ve beni, burada bir duraksamış, konuşamamıştım - Evet seni dinliyorum demişti Güzin, saadete gel! Otomatikman fevrileşen ben - Yani beni playboy olarak piyasaya sürmek istiyor.

- Ne, piyasaya sürmek mi? Bu kadar kolay mı, sen borsaya sürülen para kaybı gibi eriyip gidersin, karakter yapın naif, arkanda kimsenin olmadığını bilen Emre, aslında senin en büyük düşmanın olması gerekirken, nasıl gidip de ona sığındın anlamış değilim. Bu toylukla kurtlar sofrasının erkek mezesi olursun sonun ise intihar olur! Kalk gidip Emreyle konuşalım dediğinde. O da zamanında çok çekmiş dediğimde bana - Çok çektiği için mi seni harcayacak? Onunla görüşmeliyiz, bunlardan ablanın haberi var mı dediğindeyse, başımı iki yana sallayarak hayır demiştim, şefkatle hadi lütfen Emreyi bulmamız gerek diye ayağa kalkmış beni adeta zorluyordu. Emre'ye bire karşı ikiliydik ama, aması vardı işte!

Korkma ve bana güven, ne babamın kariyeri ne de annemin dişli olması onları arkama almam gerektiğini söylemiyor, sen suspus olmuşsun, bu çocukluğundan gelen, yeterince de korunamadığından kaynaklı,  veya depresif olarak böyle düşünüyorsun canım, askere zinde kafayla git, geldiğinde seni sağlam kafayla görmek isterim, belki beraber çalışırız, reklam şirketi veya başka bir branş durum, artık durumlar neyi gösterirse.

Ev adresini bana ver, Emre'ye yemeğe geleceğimi söyle, ya da dur, buradan Annemin çalıştığı iş yerine gidip, size beraber gidip yemek yapacağımızı söyleyelim. Merak etme kızmaz, annem bana güvenir, eğer mankenlik teklifini sana yinelerse, askerliğinin geldiğini, tehir etmek istemediğini geldikten sonra da sizinle çalışırım de gitsin, tamam mı!

Güzin akıllı olduğu kadar, soğukkanlıydı, ben ise bir ödlek. Anne ve babalar her zaman çocuk gelişim ve eğitiminde büyük rol oynayan modellerdir.ama ebeveynlerin bazen sevgi yaklaşımları dahi çocuk gelişiminde yetersiz kalabilir. Dokuz yaşından bu yana aradan koskoca geçen yıllarım beni ziyadesiyle örseledi, Güzin'in bana olan yardım severliği üniversiteyi bitirmem de ki yardımları, bana Dilek'i hatırlatmıyor da değildi.

- Hayırdır ne o yüzündeki bıyık altı tebessüm dediğinde. Ben - Bana ablamı hatırlattın ya, hele bu son yardımların yok muydu? Ben senin için ne isem, sende benim için osun, Cansın sen dediğimde.

Tebessümle - Şaka maka üniversiteli de oldun küçük maymun dediğinde, ona - Bak şu konuşana maymunla konuşan da maymundur deyip bir iyice gülüştük.
 
( Bir Playboyun Günlüğünden 21. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 23.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu