“Uyluğumda çivi sancısı
Göneniyor…”
Eskidendi!
Bir ahır dolusu insan sureti
Karanlıkta…
Bana aklım kadar gelin/
Sevgi kadar/
Çiçeksiz çocuklar
Çoban yüzleri
Gaz lambalı
Masal katarları
Sözlere gelin/
Yumuşacık dizlere
Gönül salıncağında değil
Nasırlı ayaklarım/
Keçi derisi çarıklarda
Siz bir fincan avurt yükleyin
Sözlerinize…
Çakır gözleri mimlesin sese
Yolu buradan geçen herkese
Kanma;
Bir pencere dolusu bakışlara
Yamalı perdeler düşer
Aç bebe soluklarına
Güz ağıllarına/
Kırmızı alımların karanfili
Taş yontusu kınalar/
Geçmezler buradan
Burnu büyük
Lengerli amcalar
Bu ev!
Kaç ahır pisliğinden
Dökülen kerpiçlerin dilinde
Gövermiş söz yanıkları
Gözleri kitap kadınlar
Gön kaplı erkekler/
Vurun dizlerinize!
Umut öldükten sonra
Küleğe yağ sürülmez artık
Balsız arı katarları
Zamansız ölüler
Ağu sürün dillerinize/