Ne oldu erdim de, demine aşkın?
Geldik de gözlerin, kemine aşkın.
Mum gibi yanıp da, şemine aşkın.
Sevdayla uyanan, halim nerede?
Bırakıp giden o zalim nerede?
Boşuna aradım, yıllarca vefa.
Bir ömür yüreğim, sürmedi sefa.
Yıktı şu hanemi, eyledi cefa.
Kilimim, yorganım, halım nerede?
Kırılan ağacım, dalım nerede?
Gönülde yarayım, görenler varsa.
Yârimi sorayım, görenler varsa.
Gideyim arayım, görenler varsa.
Bal yapan o arı, balım nerede?
Mehtabım, denizim, salım nerede?
Felektir acımaz, takınca kanca.
Yareni vefasız, bir lebi gonca.
Çareyi duada, bulurum anca.
Felsefe, filozof, bilim nerede?
Sabrımı sınayan, velim nerede?
Sır perdesi haydi, esrarını aç!
Yıkılmak üzere, ihtiyar ağaç.
Ne bir umut kaldı, ne de bir amaç.
Şarkılar söyleyen, dilim nerede?
Çiçekler toplayan, elim nerede?
Bir asa kes bana, meşe dalından.
Vazgeçtim yeminle, cennet yolundan.
Mevlam razı olsun, aşık kulundan.
Cehennem azabı, zulüm nerede?
Bırakıp giden o, zalim nerede?
20 Nisan 2015 Saat 22.00
Güzelçamlı/Kuşadası
Mehmet Fikret ÜNALAN