Eskiden memlekette
Eskiden memlekette rahat nedir bilmezdik
Öyle de olmasaydı şu gurbete gelmezdik
Keşke gelmese idik açlıktan da ölmezdik!
Lahana, turşu, çorba unumuz mısır idi
Tarladan çıkan mısır altı ay yetmez idi
Kışın odun biterdi bacamız tütmez idi
Dinlenmeyi bilmezdik işimiz bitmez idi
Ellerimiz yaralı ayaklar nasır idi
Güneşli havalarda çıkar idik kabana
Hiç aklımdan geçmezdi gideceğim yabana
Yaylada inekleri gönderirdik çobana
Süt verenler damızlık kurbanlar kısır idi
Kardeşler sıra ile bekler idi davarı
Yazın çıvıl çıvıldı köyümüzün civarı
Tezekle sıvalardık kış gelince duvarı
Yorgan bin bir yamalı yatak da hasır idi
Birliktik asla yere gelmez idi sırtımız
Biri dara düşünce koşardı her ferdimiz
Vakit nakit değildi yoktu öyle derdimiz
Aylar yıl kadar uzun, seneler asır idi
Der Mikdadî gurbette geçiyor çağlarımız
Bir hortlağa dönüştü burdaki sağlarımız
Gözden ırak kalınca kesildi bağlarımız
Memleketi unutmak en büyük kusur idi
Ozan Mikdadî