***Öyle anlar olur ki, insan
esirdir hüzne
Ne kalpte gam eksiktir, ne de
gözde bir an nem...
"Çok bilen"ler
nezdinde tâbi dense de izne
Ağlamak ayıp değil, sebep sen
isen ANNEM...***
***
Gam düştü sinemde kristal cama
Fırtına esmekte us'ta bu
sıra...
Hecenin hakkından gelirdim ama
Kalem karar kıldı sus'ta bu
sıra...
Bir başka yüksekti bu dalga
boyu
Girdaplar pek yaman; dipsiz
bir kuyu
Kasvetin karası koyudan koyu
Çare dağ ardında, pusta bu
sıra...
Ağuydu her lokma yediğim aşta
Ağır yara aldım en son savaşta
Dertler Arapatı, dizginler
boşta
Kader inletmekte usta bu
sıra...
Ne üçü beşide, ne dokuz onu
Cem oldu gönlümde hüznün her
tonu
Vardığım son durak sabrımın
sonu
Talihin ibresi küs'te bu
sıra...
Feleğin hükmüne dedikçe
"peki"
Yüklendi habire, dedi "bu
ne ki!"
Çileler kördüğüm, hatta öyle
ki
Kalbim paramparça, yasta bu
sıra...
Bahtımdan payıma, -ederek
gurur-
Açıp da ağzımı diyemedim
"dur! "
Teselli umduğum ya ehl-i kubur
Ya gözden uzakta; "hasta!"
bu sıra...
Bağrımı delerken amansız sızı
Nerede kaldın ey Şimal
Yıldızı?
Hüzün çeşmesinden akan,
kırmızı,
Kan dolu, içtiğim, tasta bu
sıra...
Hayat her adımda kurunca pusu
Bozuldu çehremin gülen dokusu
Aldığım tek koku toprak kokusu
Kulağım "gel!"ecek
seste bu sıra...