Terör, aklın bağlandığı ve özellikle vicdanın köreldiği bir yapıdan doğmakla birlikte; varlığından haberdar etmek ve ses getirmek adına kendini bilmezlerin ebediyyen cehennemde kalmak için ısrarla verdikleri çabanın adıdır!..
Terörün, sosyolojik, siyasi ve dinî yönlerine girmeye hiç gerek yoktur!..
Başka bir ifadeyle insan görünümlü ve hayvan ötesi şeytanların macera olsun diye yeryüzünü yaşanmaz hale getirmesidir terör!..
İnsanoğlu var olduğu müddetçe galiba terör de varlığını sürdürecektir!..
Yeryüzünün en vahşi yaratığı bu teröristlerin hiçbir haklı gerekçesi asla olamaz!..
Eğer davalarını bu şekilde tedhişle insanlara benimsetmek istiyorlarsa veya ezilmişliklerini bu şekilde duyurmak istiyorlarsa ya da terör onların yegane varlık sebebiyse külliyen hangi gerekçeyle olursa olsun hepsine lanet olsun!..
Böyle bir yöntemi tercih edenler kesinlikle insanlığın, aklın, ilmin, irfanın, vicdanın, Peygamberin, Kitabın ve hatta Allah’ın düşmanıdırlar!..
Haydi insana düşmanlık ettiniz, ey en adi mahluklar! Peki siz geberip de Yüce Yaratıcının huzuruna gitmeyecek misiniz?.. Sizin melun atalarınız; Firavunlar, Nemrutlar ve diğerleri hani neredeler!..
Dünyada eşi benzeri yaratılmamış olan Ad kavmi ve Semud kavmi ki, kayaları peynir ekmek gibi doğrayıp yontarak yüzlerce şehir inşa edip şımarıklık ve azgınlıklarıyla hadlerini aşma noktasında, kendilerini Allah’ın azabıyla uyaran Hz. Hud ve Hz. Salih Peygamberlerine; bize kimin gücü yetebilir ki, diyerek diklenen bu lanetli fesatçı ve terörist kavimlerden Ad Kavmi korkunç bir kasırgayla, Semud Kavmi de çok kuvvetli bir çığlıkla helak edilmedi mi?.. Malumdur ki, kıyamet de İsrafil(a.s.)’ın üfleyeceği Sur’dan çıkacak olan güçlü bir ses ve nefesle kopacaktır!..
İşin en akıl almaz tarafı ise elbette ki, dünyada güç sahibi olan ülkelerin bizzat kendilerinin terörist olmasıdır!.. Saf olup diğer yaşamaya çalışanlar ise kendilerince “Demokrasi-Hürriyet-Özgürlük ve Barış” gibi içi tamamen boşaltılmış ve sadece teoride kalan kavramlarla oyalanıp durmaktadırlar!.. Bunlar maalesef güç sahibi ülkelerden barış havariliğini yapmasını beklemektedirler ki, bu kadar gaflet ve saflığa da pes yani!..
Beyinleri kiralanmış, kalpsiz ve ruhsuz bir güruhtan başka ne beklenebilir ki?..
Nereden, ne zaman ve ne şekilde başımıza neyin geleceğini bilemiyor ve kestiremiyoruz!.. Tabiri caizse tesadüfen yaşıyoruz doğrusu!..
Allah sonumuzu hayr eyleye; bizleri, çağa-çoluğumuzu, masum ve mazlum insanları her türlü terör belasından ve fitnesinden muhafaza eylesin!..
MFK