Mevsim normallerinin üstü veya altı fark etmez; kavurucu bir sıcaklık var yurdumun üzerinde!..
Mevsim gereği cereyan eden havaya razıyız da, terörün meydana getirdiği yürek yangınından şikayetçiyiz!..
Niyet kötü olunca, asker-polis takibe alınınca, kişi hain olunca, Allah korkusu taşımayınca illaki bir sonu acı, keder, hüzün, kan ve gözyaşı ile biten sonuçlar çıkıyor ortaya…
Dostumuzdan çok düşmanımız var maalesef!.. Müttefik veya dost gibi görünen ülkeler de sürekli ikili oynamaktadırlar!..
Teröre karşı işbirliği yapalım diyenler aslında bizatihi terörü üreten, besleyen ve finanse edenlerdir. Öyle ki, kimin dost, kimin düşman olduğunu da açıkça kestiremiyorsunuz. Bilseniz bile uluslar arası sözleşmeler vs. gereği sesinizi çıkaramıyor işi kotarmak için siz de başlıyorsunuz ikili oynamaya!..
Özellikle içeriden tam emin değilsiniz ki, en büyük darbeyi belki içeriden yani yerli hainlerden ve işbirlikçilerden alıyorsunuz!..
Ama her nedense kaos ortamını oluşturanların “Barış, Demokrasi, İnsan Hakları vb.” sözcükler ağızlarından hiç eksik olmuyor… Bunu da siyaseten yaptıklarına tanık oluyorsunuz ve kendi kendinize diyorsunuz ki; bu siyaset ne çirkef şeymiş!..
Siyaset veya politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış diye tanımlanmıştır. Siyaset kelimesi köken olarak Arapça Seyis (At Bakıcısı) kelimesinden türemiştir.
Kelimenin köküne baktığımızda anlaşılıyor ki birileri, sakinleştirmek veya tepkisiz hale getirmek için kendilerini seyis sayarak vatandaşı sürekli tımarlamaktadır!.. Sonradan anlıyoruz ki siyaset denilen şey buymuş meğer!..
Haksız olduğunu, yanlış yaptığını ve kötü olduğunu hiç söyleyene rastla(ya)madık henüz!.. İyi de, herkesin siyaseti doğru ve millet-ülke menfaatineyse yanlışlık nerede?.. Hatayı kim yapıyor, kötülüğü kim sergiliyor?..
Zaten Ağustos sıcağı yakıyor bizi; kim, neden, niçin yüreğimizi de yakıyor ve ruhumuza ıstırap veriyor acaba?..
Selametlik istiyoruz vesselam!..
MFK