İnsanların yönetildiği hiçbir yerde idari boşluk kabul edilemez bir husustur!..

 

Gerek aile olsun, gerek okul olsun ve gerekse başka resmi-gayrı resmi kurum olsun idari boşluk, er veya geç beraberinde kargaşayı getirir.!..

 

        Özellikle, istismarcıların ve fırsatçıların cirit attığı memleketimizde, birileri mütemadiyen sisli ve puslu bir hava arzulayarak  kaos ortamından beslenmektedir!..

 

Mesela, bir evde haylaz bir çocuk varsa ve bu çocuk sadece babasından çekiniyorsa;  babası  evde olmadığı zaman annesine ve kardeşlerine kan kusturup terör estiriyorsa , baba evden fazla uzaklaşabilir mi?.. Gittiği  yerde rahat edebilir mi?.. Aklı  hep evde olmaz mı?..  

 

Böyle bir durumda ailede baba otoritesi, huzur için nasıl ki elzemse; aynı durum devlet işlerinde de sulh-u selamet için gereklidir. Çünkü devlet işlerinde süreklilik esastır.

 

Sürekli şehit haberlerinin geldiği Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerek vatandaşlar ve gerekse orada görev yapan memurlar (Bilhassa polis ve asker), bölgede ciddi bir idari boşluk olduğunu  söylüyorsa, hatta bunu siyasi liderler de telaffuz ediyorsa ve oradakiler acaba biz, ne zaman saldırıya uğrayacağız diye tedirginlerse, durum oldukça vahim demektir!..

 

Öyle ki, Merkezi otoritenin yereldeki idari yapıları, eğer oralarda yaşayan yöre halkının verdiği hizmetlerin bedelini tedarik edemiyorlarsa ve üstelik; Doğu ve Güneydoğu’nun kullandığı elektrik paralarını hiçbir şekilde alamayınca, devlet de bunu  diğer bölgelerdeki vatandaşlardan rızası dışında vergi adı altında temin ediyor, şayiaları ayyuka çıktıysa kırılmamak, gocunmamak ve üzülmemek mümkün değildir!..

 

Bu durumda Doğu ve Güneydoğuda “Devlet Yoktur” ifadesini dillendirenler acı bir gerçeğin altını çiziyorlar demektir.

 

Vaktiyle haksızlık yapılmış-yapılmamış meselesi bir kenara, dinen ve vicdanen sunulan bir hizmetin bedelini ödemek mecburiyeti vardır. Zira burada kul hakkı gibi oldukça önemli bir konu ön plana çıkmaktadır ki, hangi gerekçeyle olursa olsun, hizmeti sunan kurum ya da teşekkül kim olursa olsun bedelini ödemek, hem insani bir görev ve hem de Müslümanlığın gereğidir.

 

Eğer böyle bir durum varsa; her ikisi de ciddi bir yanlıştır. Yani hizmet alıp bedellini ödememek, vergi vermemek hiçbir mantıklı gerekçeyle izah edilemez!.. Ha, eğer ‘Biz mazlum ve mağduruz, devlet bize bakmak zorundadır’ deniliyorsa, belli konularda örneğin sosyal ve insani gereksinimler için lüzumlu altyapı elbette sağlanmalıdır. Bunun dışında bir kısmından al, bir kısmından alma, bu adil değildir!..Zaten adaletten bahsetmek de imkânsız görünmektedir!..

 

Aynı şekilde devletin de, yaptığı hizmetlerin bedelini biz onlardan alamıyoruz; onun için kusura bakmayın, tabiri caiz ise, diğer enayilerden, yani sesi çıkmayanlardan almak durumundayız, gibi bir tavrı olamaz. Bu bir zulümdür!.. Şayet böyle bir şey varsa hiç kimse hakkını helal etmez!..

 

Memleketin manzarası böyle bir görüntü arz ediyorsa, vay halimize!..

 

Vatandaş,  bu yakıcı yaz sıcaklarında maddi nedenlerden ötürü evlerine  klima  taktıramayıp adeta çaresiz kavruluyorken birileri de apartman duvarlarını, mantar bürümüş gibi klimalarla donatmış ve mutfak dahil her odasında serin serin keyfince bedava oturuyorsa, “Hakkımız haram olsun” demekte haksız mıdır acaba?..

 

Hemen her gün gelen şehit polis ve asker haberleri, oralarda devlet otoritesinin olmadığının kanıtı mı yoksa?..

 

Ne zamana kadar devam edecek şehit haberleri?.. Oralarda görev yapan polis ve askerimiz neden sürekli tedirgin ve ölümle burun buruna?..  Olaylar olup bittikten sonra helikopter indirilse ne olur, savaş uçakları dağı, taşı boş araziyi bombalasa ne olur,  diyor vatandaş haklı olarak!..

 

Kim bu teröre dur diyecek, kim bu haksızlıklara son verecek?..

 

Neden itler serbest de, taşlar bağlanmış?..

 

Vatandaş devletine güvenmek istiyor!..

 

Vatandaş  huzur, barış ve hakkaniyet istiyor!..

 

Bizler de vatandaşın duygu ve düşüncelerine böylece tercüman oluyoruz ancak!..

 

Birlik ve dirliğimizi bozmak isteyenlere Allah fırsat vermesin.



MFK

( İdari Boşluk başlıklı yazı MFK tarafından 23.08.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu