Kurgusuzca yaşarken sayfalarında buldum
Kendimi, seni, aşk’ı… Durmadan yazıyordun
Gözlerinin şavkına tutununca kayboldum
Sonra gördüm kalbine maziyi kazıyordun
Ne çok kan akıyordu , ben ne çok ağlıyordum
Sen kazdıkça yarana sevdamı bağlıyordum
Vedasızca gittiler şehrimden güvercinler
Kanatlarına asıp kalbimi, diyecektim:
“ Ey mavi yalnızlığım, ey onlar, yüzler, binler…
Kuş oldum, yağmur oldum; kederi göğe ektim
Şimdi her gözyaşınız ruhuma ihanettir
Ve her kanat çırpışı yüreğimde cinnettir”
Diyemedim, yutkundum… Susuzdum, kurumuştum
Ve adım sonbahardı, hislerim kuru yaprak…
Baktım, ellerim mosmor… sanırım çürümüştüm
Aynaya koştum birden her şey hayal sanarak
Bir “ben” vardı içimde ne çok benden uzaktı…
Bir “sen” vardı içimde benliğime tuzaktı
Biz hep siyah beyazdık umutlar koyu gri
Sancılı düş ertesi güneşsizdi kainat
Çalınan renklerimiz asla gelmedi geri
Biz hep şimşek çaktırdık gökkuşağına inat
Kapatırken defteri aşk’ı harabe bildim
Mavi yalnızlığımı gözyaşlarımla sildim
Seda YÜKLER
Yazarın