“Kabuksuz yaraların başındayım/
Yorgandır kum taneleri acılarıma…”
Su!
Kâğıttan gemi ağıtları
Bu diller zeban/
Karanlık liman deniz
Bir ciğerin yamacına
Söz düşer avuçlardan
Hani!
O balıkçı hikâyesi
İnci mercan dizilir
Aşk kefalinin boğazına
Benim boğazım nemli
Kaç yelken forasında aç
Kaç umut yitiminde/
Düşünün boyası mor evler
Fesleğen gülüşlü yazlıklar
Düşünün/de;
Çaresi tenim olsun
Kanım ayaklarınızda çamur
Annemin uyluğundayım
Babam ayaz gecelerde
Bu yorgan!
Anamın eteğinden
Bu yastık baba kokulu
Martılar öpün beni/
Ayaklarımı törpüleyin
Karıncalar…
Şimdi ben!
Uyuz hırslarınızın eseri
Şimdi ben kapanan son gözün
Kirpiklerinde yaş…
Çürüdü nefesinizde
Al kokulu yanaklar
Suda ölür martılar
Balıklar ve çocuklar
Sarı yalnızlığın girdabında
Kara uykular gizli/
Bu sular kirli bakışlarınız kadar hisli
Bir tuvalin beyazında gemiler
Mavi yelkenli sarı duldalı
Kaderimde sulak bir karanfil ağıtı
Anne bugün suladım saçlarını
Baba toprağını ırgaladım
Adım adım…