“Çocuklar uyurken sessiz olunur ölürken değil!”
Nereden başlayıp hangi meseleyi diyelim?
Annesi babası öldürülen yetimleri mi?
Sokakta yaşayanları mı?
Çöplükten ekmek toplayanları mı?
Şehit haberlerini mi?
Can, mal, akıl, din ve nesil emniyetinin olmayışını mı?
Saygı ve sevginin kalmadığını mı?
Çocuklarımızın internet ve sosyal paylaşım ağlarının pençesine düşüşünü mü?
Eğitimin olmayışını mı?
Tecavüz ve tacizleri mi?
Uyuşturucuya müptela olanları mı?
Vurdumduymazlığı mı?
Şımarıklığı mı?
İnsanları mı, hayvanları mı?
Merhamet ve vicdanın yeryüzünden kalktığını mı?
Kalabalıktaki yalnızlığı mı?
Öldürülen anneleri mi?
Töre cinayetlerini mi?
Doğu ve güneydoğuda devletin adeta yokluğunu mu?
Polis ve askerimizin güvende olmayışını mı?
Ehliyetsiz ve liyakatsizlerin makam ve mevki kapmasını mı?
Dünyevileşmeyi mi?
Cümle kötülüklerin meşrulaştığını mı?
Hayânın olmayışını mı?
Çocukların, anne-babalarına isyanını mı?
Eşlerin uyuşmazlığını mı?
Boşanmaları mı, öldürülen anneleri mi?
İçerdeki hain ve düşman işbirlikçilerini mi?
Dışarıda ve çevremizde olup bitenleri mi?
Hırsızları mı, düzenbazları mı?
Offff ki offff!..
Son günlerde dünyayı ayağa kaldıran(?) minik bir mülteci cesedi, yeryüzünde merhametin bitip vicdanların taştan öte katılaştığı, gözlerin kör, kulakların sağır, dillerin lâl olduğu ve kalplerin mühürlendiği bir manzara ortaya koymaktadır.
İnsanın insan olduğuna utanması gereken o kadar çok vahşilik ve olumsuzluk var ki!...
Aman Allah’ım say say bitmiyor!..
Yüce Yaratan A’raf Suresinin 179. Ayetinde:
“Andolsun ki, birçok cini ve insanı (yaptıkları yüzünden) cehennemlik kıldık. Onların kalpleri var fakat (hakkı) anlamazlar, gözleri var fakat (gerçeği) görmezler, kulakları var fakat (doğruyu) duymazlar. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da sapıktırlar. Onlar gaflet içindedirler.”buyururken aynen günümüzü anlatmıyor mu acaba?..
Kendisine kızdığımız insan kılıklı bazı mahlûkları; it, köpek, eşek, inek, ayı, yılan, domuz gibi hayvanlara benzeterek telaffuz ettiğimiz hakaret cümleleri, aslında hayvanlara yapılan ciddi bir haksızlık ve hakarettir.
Çünkü hiçbir hayvan cehenneme girmez!..
Hiçbir hayvan Allah’a isyan etmez!
Hiçbir hayvan günah işlemez!
Bilakis bütün hayvanlar masumdur hatta bazı hayvanlar (on kadarı) cennete girecek de insanların çoğu cehenneme girecektir. Yukarıdaki ayet gayet açıktır.
Zira insanlar cehenneme ebediyen girmek için çok yoğun bir çabanın içerisindeler. Öyle ki, ne kadar büyük günah varsa, şeytana bile “Lâ havle” çektirecek derecede işlenmektedir!..
Yeryüzünün en vahşi yaratığı haline gelen insanoğlu kendi elleriyle zaten dünyayı cehenneme çevirmiştir. İşte tam da bundan dolayıdır ki, cehennemin yakıtı bizatihi taşlarla insanın kendisi olacaktır:
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten koruyun!..”(Tahrim Suresi, 6)
Neden savaşlar oluyor?
Barış havarileri nerede?
Çocuklar niye ölüyor?
İnsanlar neden göçe zorlanıyor, mültecileri denizlerde boğulmaya iten sebepleri oluşturan şeytanlar kim?
Bütün bu olup bitenlerin hesabı sorulmayacak mı?..
Kim kendisini ilahi azaptan kurtarabilecektir?
Yeryüzünde ilahlık taslayan zulümde abideleşen melunlar hani neredeler?
Nerede Firavun?
Nerede Nemrut?
Nerede Bel’am?
Nerede Karun?
Nerede Ebu Cehil?
Nerede Ebu Leheb?
Hepsi geberip cehennemin dibini boylamadılar mı?
Ölüm ki mukadderse, kaçışları mümkün mü? İlahi huzura çıkmayacaklar mı?
“(Ey Resul!) Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduklarından sakın habersiz sanma! O sadece, onlarla hesaplaşmayı, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim Suresi, 42)
Allah’ım aklımıza ve imanımıza mukayyet ol!. Ayaklarımızı sırat-ı müstakimde sabit kıl, nefsimizin, şeytanların ve insan kılıklı mahlûkların şerrinden muhafaza eyle, diye dua ediyoruz.
Her yerde zalimlerin çarkı dönüyor. Ama biz biliyoruz ki, zulmün kemali, zevali demektir. İnşallah o günler yakındır!..
MFK