Kelime anlamı itibariyle saygın ve hürmete layık gibi manalara gelen Hicri Takvim’in 1. ayı olan Muharrem, aynı zamanda “Allah’ın Ayı diye de nitelendirilmiştir.
Hz. Peygamber (a.s.)’ın Mekke’den Medine’ye hicretinin gerçekleştiği, on büyük peygambere on sürpriz ikramın yapıldığı Muharrem’in onuncu günü demek olan “Aşura”’yı bağrında bulunduran, ayrıca Hz. Hüseyin Efendimizin 70 kişiyi aşkın aile efradıyla hunharca ve kalleşçe şehit edildiği Kerbelâ Faciası’nın yaşandığı farklı bir ay!..
1437. yıldönümünü idrak ettiğimiz bu Muharrem’e de, neredeyse her yıl olduğu gibi yine kan sıçrayıp bulaşmıştır.
Gerek ülkemiz açısından ve gerekse özellikle de İslam coğrafyası açısından kansız geçmeyen yıl, ay, aylar bir tarafa, kansız gün geçmiyor!..
Hüseyin’lerin bulunduğu her yer Kerbela’ya dönmüş vaziyettedir!..
- Ankara’daki patlamayla hayatını kaybeden insanlarımız, teröre kurban giden şehit asker ve polislerimiz, neyin nesidir?..
- Kendimize daha tekin bir yer bulup inancımızı yaşamak üzere hicret edelim desek, nereye gideceğiz?.. Irak’a mı, Suriye’ye mi, İran’a mı, Mısır’a mı, Avrupa’ya mı, Amerika’ya mı yoksa Afrika’ya mı?.. Gitsek bile bizi bekleyen, sahiplenecek olan, bağrına basacak olan kim var?..
- Ne yapalım, nereye gidelim, kime ne diyelim?..
- Yoksa oturup çaresiz sonumuzu mu bekleyelim?..
- Siyaset neden aradığımız ortamı sağlayamıyor ve neden güven vermiyor?..
- Birileri kırıp dökerek, korkutarak, sindirerek, tehdit ederek, öldürerek barış ve huzuru sağlayacağını mı sanıyor?..
- Haklı kim, haksız kim?..
- Gerçekler neden tersyüz ediliyor?..
- İnsanlar cellatlarını neden omuzlarında taşıyor?..
İslam öncesinde bile kutsal sayılan ve içerisinde savaşılmayan haram aylardan biriydi Muharrem!.. Peki dünden bugüne durum öyle mi?..
Halkı Müslüman olan ülkelerin başına çöreklenmiş olan hain, zalim ve Yezid kılıklı diktatör idarecilerin sayesinde bütün kutsallarımız ayak altına alınmış, uğruna mücadele edeceğimiz değer bırakılmamış ve her mukaddes olan şey sıradanlaştırılmıştır!..
Göstermelik birkaç bölgesel kutlama, anma veya etkinlikle oyalanmaya devam ediyoruz!..
Eğer dünya Müslümanları; Ümmet-i Muhammed olarak birliğimizi sağlayamazsak, bırakın on peygambere ikram edildiği gibi bizlere de huzur ve barışın ikramını, bir nevi kendi ellerimizle coğrafyamızı serapa Kerbela’aya çevirmiş oluruz!..
Fırkacılık, mezhepçilik, dernekçilik, ırkçılık, bölgecilik, hamaset ve modern cahiliyetle o kadar bölündük ki, bir araya gelmek neredeyse imkânsız.
Bir asrı aşkın süreden beridir ki, Müslümanlar darmadağınık ve başıboş yaşamaktadırlar. Misyonerler coğrafyamızda cirit atmaktadır. Aramızdaki hain işbirlikçiler sayesinde işte böyle bölük pörçük haldeyiz!..
Bu mübarek Muharrem ayının ruhuna uygun bir şuurla davranabilmeyi ve Yüce Allah’ın, Âlem-i İslam’a dirlik ve düzen bahş eylemesini niyaz ediyoruz!..
Selam ve dua ile!..
MFK