Şehir hayatı bazen bizi boğar.Tenha yerlere gitmek isteriz.Yıllar önce okuduğumuz ,batı insanının şehir hayatından bıkıp,uzak bir köy de hayatları devam ettirmeleri bize biraz fantazi gibi gelirdi.
Son zamanlarda artan kalabalıklar,trafik, hava kirliliği bize köylerimizi hatırlattı.
Ahmet Kutsi Tecer,köyünden uzaklaşır.Ama bazen köyünü hatırlar;
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.O köy bizim köyümüzdür.
Dizleriyle özlemini anlatır.Benim de böyle bir köyüm vardı.Çocukluğum da tatil zamanı giderdim.Aklımda kalmış.Dereleri..uzaktan görünen trenleri..pınarları,koyunları ile hatırlanırdı.
İsmini Tuzla gülünden dolayı ,Tuzhisar olarak almıştır.Çocukluk yıllarımda çok uzaktı Tuzla gölü.Beyaz bir örtü ile örtünmüştü.Birgün yakından görmek istemiştim.Ama hiç kısmet olmamıştı.
Köyümü hatırladım.Gitmeliydim.Kalabakıklardan uzaklaşmak istedim.Şehirden uzaklaştıkça temiz havanın farkına varıyordum.Tuzla gölü uzaktan beyazlara bürünmüş gibi temizdi.Paktı..Göz kamaştırıyordu.Mevsim sonbahardı.Göçmen kuşlar da terk etmişti.Suların çekilmesiyle içe doğru küçülmüştü.Üç katman vardı.Kıyı ve bir halka daha farklı..renklerde..içe doğru beyaz..temaşa zevkinin yoğunluğunu artırıyordu.
Gölün yanında bir pınar akıyordu zamana inat.Kuşları.yolcuları ,kuzuları bekliyordu.Akıyordu gece ve gündüz..kimse susuz kalmasın diye.
Akşam yaklaşmıştı.Güneş güne veda ediyordu.Yerini Ay ve Yıldızlara bırakacaktı.Böyle görsel bir şöleni kimse sunamazdı.
Uzaktan diğer köylerin ışıkları da göz kırpıyordu.Selam veriyordu diğer köylere.Uzun süre bekledim.Kara tren gelmedi.Uzaklardan yorgun sesi gelirdi önce..Temiz havayı solur,kara dumanlar verirdi.Doğu dan,Haydarpaşa 'ya kadar yol kat ederdi.Hoş şimdi Haydarpaşa garı da yok.
Sultan hanı göründü uzaktan.Türkiye'nin ikinci büyük kervansarayı.Bir zamanlar yolculara sığınaktı.Emniyetti.Zamana inat hala ayaktaydı.Bir avuç tarih meraklısı görmek için geliyordu.Onlarda zaman tünelinde yolculuk ediyorlardı.Çocukluğumuzda ki, köprüler küçülmüş,dereler eskisi gibi akmaz olmuştu.
Köylü kızlarımız halı dokumayı unutmuş.Ekmekleri tandırdan değil,bakkaldan alıyorlardı.Köy denince akla gelen tavuk,koyun,kuzu,ördek hepsi kaybolmuşlardı..
Biz haydi köyümüze gidelim derken köyümüzü de kaybetmiş olmayalım?