Kocaman yorgun köpekler geçiyordu.
Sonbahar eşiği kapı önlerinden

Yılgın
Biraz dargın 
Etinde kemiğe 
Kemiğinde ete düş gibiydi
O dışlanmaya alışık bedenler

Vazgeçmelilerdi belki de 
Anlayamadıkları yıllardan
Belki getirdikleri
Belki de götürdüklerinden

Henüz gün merhaba dememiş kendine
Oysa
İnsanlar geçiyordu
Sokakların aşina 
Bir o kadar eskitilmiş 
Sabah önü geçmişlerinden

Kimdi onlar
Kimindi tükettikleri vakitler
Ömür sarraflarının derdi neydi bunca acıyı devşiren

Sahipsizdi sonbahar 
Sabahını eyliyordu
Tam yüreğinden vuran o manikdepresif izler

Şarkıları kim nasıl yazar sanıyordun

Ve koca bir sonbahardı 
Ekseni yörüngesinden besleyen
Soğutup evreni derin düşüncelerinden
Basitliğinde Dünya'yı döndüren

Yapraklar

Kara sarı yüzleri
Solgundu güçsüz elleri

Onların derdi ne dal ne bahçe
Kederliydi yürekleri

Bir bahar bir yazdan ibaret 
Ah şu kısacık 
Ah ömür dediğin

Sığdıramadıkları kızıl tenli o nazlı güneşin hasretinde
Kavrulurken
Savrulmaktı belki de biricik dertleri
Aşık acıyı hep sevdi
Hepte sevecekti

El ne bilir ki

Düşman o rüzgarın hırçın kollarında
Çürüyordu hayal
Ayrışıyordu gözleri mai gökten

Ah ne kader

Bu nasıl dolu dizgin 
Bu nasıl sarı bir keder

Her şeye sebep
Herkesi başlatıp bitiren

Bir tek aşktı aslında 
Anlaşılmazlığın deli anlamına 
Yaşamak dedirten


Saadet Yıldırım 
( Sonbahara Dair başlıklı yazı paydasız tarafından 26.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.